Freud hakkında bir anekdot duymuştum. Herhalde bilirsiniz: Üstat puroya çok düşkünmüş ve bir gün birisi ona bu tutkusunun nasıl yorumlanması gerektiğini sormuş. O da yanıt olarak, 'Bazen bir puro sadece bir purodur,' demiş."
"İslam'da kadın-erkek eşitliği yok." diyenlere anekdot:
İslam'ın önem verdiği bu amel, ibadetin beklenen pratik bir ürünüdür. Herkesten kabul edilmiştir: Cins ayrılığından kaynaklanan bir ayrıma gidilmeksizin kadın ve erkek herkesten. Bir kısmı bir kısmından olmaları nedeniyle, hepsi de "insanlık"ta eşittirler ve Allah katında aynı ağırlığa sahiptirler.
Sayfa 331 - Hikmet Yayınları, 2001; Âl-i İmrân, 195: "Rableri onların dualarını kabul edip şu cevabı verdi: Şüphesiz ben, erkek olsun, kadın olsun, içinizden çalışanın amelini zayi etmem. Sizler birbirinizdensiniz."Kitabı okudu
Reklam
anekdot
Hegel, ruhun ideal bir varlık olarak kendini gerçekleştirme gayretleri içinde olmasına rağmen bu hedefini kendi gözünden sakladığını, böylece ruhun gerçek yönelimi ile o anda yapmakta olduğunun birbirine yabancı kaldığını ve bu yabancılaşmadan tatmin ve gurur duyduğunu belirtir.
Asıl Üç Tehlikeli Düşman
Fransız elçisi, Sultan III. Selim'e: - İngiltere ve Rusya'dan neden korkuyorsunuz sizin daha tehlikeli üç düşmanınız var: 1-) Tembellik, 2-) Tevekkül, (Elçi, burada tevekkülü; gereğini yapmadan sadece Allah'a güvenmek anlamında kullanıyor.) 3-) Teseyyüb (üşenme)'tür... Bunların yanında aslında güzel ümitleri müjdelemesi gereken ama sizlerin çok defa ihmallerinize kalkan yaptığınız üç kelime daha var. Bunlar: 1-) İnşallah, 2-) Maşallah, 3-) Fesuphanallah. İlk üçünden kurtulur, son üçünü de gayretlerinize dayanak yapabilirseniz, Türklerin korkacağı düşman olmaz..."
Sayfa 152 - ÇınaraltıKitabı okudu
Habib Baba
Sultan IV. Murad: "Görüyor musun şu dünyayı? Sultan Murad'a vezir olmak varmış. Bak adamlar içerde tef, dümbelek hamamı inletiyorlar, sen ve ben ise burada iki hırsız gibi..." Habib Baba, Sultan Murad'ın cümlesini tamamlamasına fırsat bile bırakmaz, kendi hükmünü söyler... Sultan Murad'ın Habib Ba-ba'dan duydukları, ağzı açık bırakıp, keseyi elden düşürten cinstendir: - "Be evladım." der, Habib Baba... - "Sultan Murad dediğin kimdir? Sen asıl Âlemlerin Sultanına kendini sevdirmeye bak ki, o seni sevince sırtını bile Sultan Murad'a keselettirir..."
Sayfa 139 - ÇınaraltıKitabı okudu
Şu anekdot meşhurdur: Kitabın kahramanı hayatını değiştiremediğinden elyazısını değiştirmeye çalışır ve elyazısı nesrini “geliştirmek” için kendini defterler doldurmaya adar. Kendi deyimiyle bu “yazıbilimsel ototerapi” görünüşe bakılırsa herhangi bir edebi meydan okumadan doğmaz: Flaubert’in düşlediği gibi “hiçbir şey hakkında bir kitap” olma iddiası yoktur, sürrealist yöntemi savunma iddiası da yoktur, sadece elyazısı ile kişilik arasındaki ilişkiyi inceleme maksadı güder. “Benliğimin yazıbilimin büyülü etkisiyle büyümesine izin vermeliyim” der ve hemen ardından matrak bir şekilde gerekçesini açıklar: “Büyük harf, büyük ben. Küçük harf, küçük ben. Güzel harf, güzel ben.”
Reklam
1.000 öğeden 651 ile 660 arasındakiler gösteriliyor.