ilk bakışın gücüne inanırım ben. o zaman, karşımızdaki insanın ruhu bir kereliğine, asla unutamayacağımız biçimde, en gizli köşelerine kadar aydınlanıyor.
“anlaşılmaz bir yanı yok… insan, her şeyden önce uyuyan bir varlık, her gün düzenli olarak kendimizden vazgeçiyoruz, çevrene bak, bütün canlılar saatlerce boşluğun kucağında”
her şeyin bir amacı vardır. hiçbir şey rastlantısal, anlamsız ya da yanlış değildir. sadece yanlış anlamalar ve ölümlü insana henüz açıklanmamış sırlar vardır.
sadece bir kere olan şey, diyor alman özdeyişi, hiç olmamış sayılır. yaşanacak tek bir hayatımız varsa eğer, onu hiç yaşamamış da olabiliriz, fark etmez.
öyle değil mi; ömrü uzun olmayan, geçip gitmekte olan her şey konusunda nasıl yargıya varabiliriz ki? çözülüp yokolmanın günbatımında her şey, hatta giyotin bile bir geçmişe özlem perdesine bürünür.