Böylesi heyecanla kitap okumayalı uzun zaman olmuştu! 1-2 noktaya takılsam ya da bazı yerler şaşırtmasa da kitaba tek kelimeyle bayıldım! Biraz konusundan bahsedeyim.
Saeris Fane isimli ana karakterimiz 24 yaşında bir hırsız. Babası o daha çok küçükken aileyi terk etmiş, gitmiş. Üzerinden yıllar geçtikten sonra da annesi boğazı kesilmek suretiyle öldürülmüş.
Saeris'in yaşadığı kısım gezegenin çöl bölgesi. Halkın başında insanlara çok kısıtlı imkânlar tanıyan bir de kraliçe var. Her bir kişinin günlük su hakkı 100 gram kadar bile değil mesela. O yüzden açlar ve inanılmaz susuzlar. E tabii bu koşullar altında kızımız hırsız olmuş çıkmış.
Günün birinde Saeris kraliçe muhafızlarından birinin eldiveni çalıyor. Neden? Çünkü altın, çünkü bu altını eritip satabilirse hayatları kurtulacak. Bir daha para, geçim vs düşünmek zorunda kalmayacaklar gibi geçerli sebepleri var.
Fakat gelin görün ki kader ağlarını örüyor, kızımız yakalanıyor ve...
İşte buradan sonrasında ne zaman tamam şöyle olacak diye düşündüysem ya da şimdi klişeye gidiyor diye aklımdan geçirdiysem bir ters köşeyle karşılaştım. Başka serilerle benzerlikleri tabii ki var çünkü mistik yaratıklar içinde hem Feyler var hem vampirler.
Aaa, seriymiş, devamı çıksın öyle okuyayım derseniz de ilk kitabın güzel bir yerde bağlandığını söylemem gerek. Hemen ikinci kitaba saldırmanızı gerektirecek bir son yok, içiniz rahat olsun.
QuicksilverCallie Hart · Independently Published · 20241 okunma