“Herkes anı yaşa der ya. Söylemesi kolay, anı yaşamak ne demek ki? Esasen anı yaşamak şu anda yaptığımız şeye tüm kalbimizi vermemiz demektir. Nefes alırken sadece soluğumuza, yürürken sadece adım atmaya, koşarken sadece koşmaya odaklanmak demektir. Her seferinde tek bir şeye odaklanmak yani. Geçmişi ve geleceği unutmak.” “Ya…” “İçinde bulunduğu anı yaşayan kişinin tutumu hayata karşı olgun bir tutumdur.” “Öyle mi?…” “Elbette.” Düşüncelere dalmış Minjun’u izlerken, aniden teatral bir tonla, “Seize the day” dedi Jungseo. Gülerek, “Carpe diem” diye karşılık verdi Minjun.
Carpe diem: Latince, “anı yaşa” anlamına gelen bir söz.
Ölü Ozanlar Derneği’nin kitabını okumadan önce filmini izlemiş ve çok beğenmiştim. Bence herkesin en az bir defa izlemesi gereken bir film.
Konu: Çok katı ve geleneklere bağlı bir okul olan Welton Akademisi’ne John Keating adında, Welton Akademisi’nden mezun olmuş bir edebiyat öğretmeni gelir. Öğrencilerin hayatı onu gelmesiyle değişir. Eksantrik bir kişiliğe sahip olan Bay Keating’in öğrencilerinden istediği tek bir şey vardır: anı yaşamaları. Bir gün Neil ismindeki bir öğrenci, kütüphanede Bay Keating’in yıllığını bulur. Öğle yemeği esnasında yıllığı inceleyen Neil ve arkadaşları, Bay Keating’in Ölü Ozanlar Derneği adında bir kulübe üye olduğunu öğrenirler. Ölü Ozanlar Derneği’nin üyeleri, akşamları bir mağarada buluşurlar ve her bir üyesi bir şiir okur. Neil ile arkadaşları, Ölü Ozanlar Derneği’ni yeniden canlandırır. Ancak bu işin sonu pek iyi bitmez. Eğer mutlu bir sonla bitmeyen, trajik kitapları seviyorsanız tavsiye ederim.
NOT:Kitapta, filmde olmayan birkaç bölüm var.
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201626.5k okunma
Durdu. "Topla gül goncalarını toplayabilirken," diye tekrarladi Keating. "Bu fikrin Latincedeki karşılığı Carpe Diem'dir. Bunun ne anlama geldigini bilen var mi?"
"Carpe Diem," dedi Latince âlimi Meeks, "Ani yasa."