Bir insanın ne kadar okuyabileceğini ve okuduğunda neler olabileceğini görmek istediğinizde de herhangi bir kütüphaneye değil, Anıtkabir'de Atamızın kitaplığına gidin. Dört bin kadar altı çizili kitabın bulunduğu bölümü ziyaret edin. Şunu da unutmayın. Atamızın okuduğu o dört bin küsur kitap hayatına anlam katsın, ruhu zenginleşsin diye okuduğu kitaplar değil, bugün yiye yiye mirasını bitiremediğimiz bir ülkenin temelini atabilmek için okunmuş kitaplar.
176 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 4 days
Kitabı değerlendirmeden önce sizlere yazardan bahsetmek istiyorum. Eriş Ülger, 10 Kasım 1953'te Atatürk'ün naaşının Etnoğrafya Müzesi'nden Anıtkabir'e nakli sırasında, Türk gençliği adına 'Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi'ni okumuş ve 1998'de Avrupa Atatürkçü Düşünce Derneği'ni kurmuş bir Türk evladıdır. Kendisi okuduğum üniversitede Atatürk’ü anlatmak adına bir konferans vermişti. Ne zaman Atatürk kelimesi çıksa ağzından, gözleri dolu dolu olurdu. Yaşı oldukça ileriydi fakat Atatürk anılarını anlattığında adeta canlanıyordu... Atatürk’ün fikirlerini yorumlayabilmek, Atatürk hakkında yazılanları derleyip toparlayabilmek ve anıları taze tutabilmek için yazılmış bir kitap, Atatürk Milliyetçiliği. Eserde Atatürk düşmanlarına karşı yer yer çok güzel eleştirilerde bulunmuş, kendine has üslubuyla Atatürk düşmanlarına cevabını vermiştir. Her Türk gencinin Atatürk’ü anlayabilmesi için okuması gereken eserlerden yalnızca birinin olduğunu düşünüyorum. Keyifli okumalar sevgili okurseverler :)
Atatürk Milliyetçiliği
Atatürk MilliyetçiliğiS. Eriş Ülger · Parola Yayınları · 201522 okunma
Reklam
Biz Anıtkabir'e bir ölünün karşısında sap gibi durmaya değil,o ölünün fikirlerini anladığımızı, onun izinde büyük işler yapmak niyetinde olduğumuzu belirtmek için gidiyoruz; bunları anlamayanlar gidip sap gibi durmaya devam edebilirler.
Sayfa 3
Muhteşem bir abide ol­duğu için değil, Atatürk yattığı için Anıtkabir'de gö­mülmeyi ben de isterim. Ona yakın olmak, benim için, hayatta da, ölümde de kıl kadar fark etmez. Fakat bunu temin etmek için benden bir hareket beklemeyiniz!. Çünkü ben, bütün hayatımda hiçbir şey istemedim ve özendiğim hiçbir şeye istekli ol­madım! Bana hep "gel şu işi yap" dediler, ben o işin üstesinden gelmeye çalıştım.
Bu topluma yıllardır iyi, insanca, erdemli ve Türkçü olarak ne verildi? Hiç!... Ama rezalet, rezilet, kepazelik adına ne varsa, ne kadar yalan akla gelirse bilim, sanat, ilerilik diye hepsi sunuldu. Kıyıcılığa hak denildi. Milletin çoğunluğuna "kuyruk" adı takılarak aşağılandı. Bir zümrenin ahlâksızca ihbarıyla dört yüz bin kişinin tutuklandığı zamanlar oldu. "Türkiye halkları" diye bağırıp soygunculuk yapan gerizekalı bir anarşiste "İkinci Atatürk" diyen haysiyetsiz insanlar görüldü. Atatürkçülükten başka hiçbir prensip tanımadıklarını söyleyenler, Atatürk'ün adını unutturmak için elinden geleni yapan, para ve pullardan, resmî dairelerden resimlerini kaldırtan, mezarını yaptırtmayan İnönü'yü millî kahraman ilân ederek Anıtkabir'e gömdürdü. Millî düşmana kardeş diyen alçaklar çıktı! Bütün bu adamlar anormal midir? Bunlara ne sıfat verilebilir? Bir adam ya odur, ya budur. İnsan aynı zamanda hem Türk, hem İngiliz; hem Müslüman, hem Katolik; hem milliyetçi, hem şeriatçı olamaz. Oldum diyen hiçbirisi değil, sadece ikiyüzlüdür. Milliyetçiyim diyen adam kendi tarihinin 3000 yıllık olduğunu bilir. Tarihine 1000 yıllık diye bakan kimse cahildir, yobazdır, yozdur, Türk değildir. Türk Budun, Ökün!?... Kendine gel. Aklını başına topla. Her söze, herkese inanma. Beynini işlet. Geçmişini hatırla. Seni nelerin yükseltip, nelerin alçalttığını düşün. Safsatalardan uzaklaş. Şunun, bunun ardından gitme.
Mustafa Kemal'in ölümüyle, evvelinde güçlü bir liderliğin olduğu, günün koşullarının kavranabildiği ve geleceğe dair berrak bir öngörünün bulunduğu Türkiye' de büyük bir boşluk oluşmuştu. Türk ulusu bu boşluğu mimari bir muadille, Anıtkabir'le ikame etmeye çalıştı. İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda öldüğü odadan başlayıp Bruno Taut tarafından tasarlanan katafalk ve Etnografya Müzesi'ndeki geçici mezarla devam eden Mustafa Kemal Atatürk için yaratılmış mezar mimarisinin tarihi Anıtkabir mozolesiyle tamama erer. Yelpazenin bir ucunda ulustan ziyade insan olarak Atatürk'ü temsil eden Dolmabahçe Sarayı'ndaki yatak odası, diğer ucunda ise insan olarak Atatürk'ten ziyade ulusu temsil eden mozole durmaktadır.
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
404 öğeden 241 ile 250 arasındakiler gösteriliyor.