Editörlüğünü yaptığım Sibel Çelikel'in mürekkebiyle hayat bulan "Kelebek Döngüsü" adlı romanı, sıcacık bir Trakya masalı gibi. Büyük şehrin cazibesiyle büyülenen, hayallerinin peşinden koşmak isteyen ancak her defasında engellere takılan Deniz'in, adeta Anka Kuşu gibi küllerinden doğma hikayesi, okuyucuyu derinden etkiliyor. Bu dokunaklı eseri, içini ısıtacak bir yolculuğa davet ediyorum. Sibel Çelikel'in kelimeleriyle bezeli bu roman, kitapseverler için gerçek bir hazinenin kapılarını aralıyor. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
"Doğu nazarında her eşyanın bir ruhu olduğu savını büyük bir kibirle reddeden Batı, bununla kalmayıp Doğu'nun özdeğini teşkil eden manayı batıl ve gülünç buldu. Allah'ın varlığını kalbinden saç diplerine kadar hisseden Doğulu bir benliğin tam aksine kendini Allah ile bir gören, maddeye tapınan güçlü insan modelini ortaya çıkardı. Batı ve mana ihtiva eden her şeyi bir safsata olarak niteleyip, kenara ittikten sonra sözde yarattğı bilimin kalpsizliğine verdi kendini. Her şeyi maddeye hapsetti. Zaman geçtikçe bunun ölçüsünü arttıracak kanımca, bir gün insanlar kendi icat ettiklerinin kölesi hâline gelecekler.
Batı'yı tanıyın, bilin ama kendinize oradan bakmayın. Her ne yapacaksanız, neyi değiştirmek istiyorsanız önemli olan evvela manayı şerh etmektir. Evvel Allah'a sonra kendine inanmaktır mesele, o zaman her şeyle başa çıkılabilir. Batı aklı ile nasıl büyüdüyse, biz de hem kalbimizden hem de aklımızdan medet umarak yeniden küllerimizden doğabiliriz, Anka kuşu gibi. Mühim olan inançla her şeyin elimizde olduğunu idrak etmektir; dünyayı yıkmak da dünyayı bayındır kılmak da..."
Hayattan mı bıktınız?Asla pes etmeyin. BAŞLAMAK İÇİN MÜKEMMEL OLMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ FAKAT MÜKEMMEL OLMAK İÇİN BAŞLAMAK ZORUNDASINIZ. Küllerinizden yeniden doğun.Aynı Anka kuşu gibi...