Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ama kim kimi kurtarabilmişti şimdiye kadar? beni kim kurtaracaktı? "kurtuluş" dedim. "Ankara'da bir mahalle." fazlası değil. belki bir de Bob Marley'in en iyi şarkısı. daha fazla düşünmeye gerek yok. adı her yerde, kendisi yok! kurtulmaya gelmiyoruz dünyaya. daha da saplanmak için buradayız. dibine kadar. onun için çürüyor bedenlerimiz ölünce. mısırlılar uğraşmış efendileri kurtulsun diye. ama nafile. çaresi yok. kurtuluşu beklemek yararsız. gelmez çünkü. kontenjan dolmuş. biz daha çok kötülüğün sınırlarını zorluyoruz. ne kadar iğrenç olabileceğimizi araştırıyoruz. kinyas ve ben bir deneyin parçalarıyız. insanoğlunun çekebileceği acı ve yapabileceği tiksinti veren davranışlarının sınırını saptamak için yapılan bir deney. belki de bu yazılanlar da yapılan deneyin raporudur... sonuçsa sınır olmadığıdır. tek sınır, nefesin alınıp verilemediği noktadır. o seviyeye gelene dek ne kadar acı çekersen, ne kadar kötülük yaparsan senin sınırın budur. doksan yaşındaki şirin nineler dünya üzerinde yaşayan en kötü insanlardır ve aynı zamanda en çok acı çekmiş olanları... gerisini düşünmeye gerek yok. mucizeler bitti. doğmak yeterince mucizevi. başka bir tane daha beklemek aptalca. ölmek de ikincisi. bunların arasında da hiçbir şey yok. kimse beklemesin...
Sayfa 63 - kayraKitabı okudu
Kim kimi kurtarabilmişti şimdiye kadar? Beni kim kurtaracaktı? “Kurtuluş” dedim “Ankara'da bir mahalle.” fazlası değil. Belki bir de Bob Marley'in en iyi şarkısı. Daha fazla düşünmeye gerek yok. Adı her yerde, kendisi yok. Kurtulmaya gelmiyoruz bu dünyaya, daha da saplanmak için buradayız. Dibine kadar. Onun için çürüyor bedenlerimiz ölünce...
Reklam
İnsan Ankara’da yalnız kaldığı zaman yanlış yerde yalnız kaldığı hissine kapılıyor. Çünkü Ankara her şeyden evvel arkadaşlıktır.
Ankara'nın taşına bakma, Gözlerimin yaşına bak! Bir sabah vakti kaldır başını Etnografya Müzesinden Şu memleketin haline bak!
Nazım HikmetKitabı okudu
İrem'in tarif ettiği sokağa döndüklerinde İrem aniden,''Bir gün onlarla gideceğim,''dedi.''Benim de onlarla olduğum bir gün gelecek.''Duraksadı.''Burası.'' Dünya,arabayı kenara çekip İrem'e döndü.Gülümsedi,onunla iyi anlaşacaklarını seziyordu.''Bunu yapacağından eminim,''dedi.''Ama hikayenin o bölümüne dek neler yaşacağını hiç merak etmiyor musun?'' Yetişkinler,İrem'in bu cümlesine asla böyle yanıt vermezdi.Buna daha vakit olduğunu ve üniversite sınavına çalışması gerektiğini söylerlerdi.Daha çok küçük olduğunu söylerlerdi.İrem,daha önce bu sorunun cevabını hiç düşünmemişti. Bu yüzden duyduğu soru,İrem'in zihninde arabadan indikten sonra,binaya girene dek,eve girdikten sonra ve yatağına uzanana dek yankılanıp durdu.Akşam başını yastığa koyduğunda onu uykusuz bırakan şey Ankara'ya gidememiş olması değildi ilk kez,hikayesinin o zamanına dek neler yaşamak istediğinden emin olmadığını fark etmesiydi.
Sayfa 125
"Tokat, Amasya, Kayseri, Yozgat, Ankara, Konya, Afyonkarahisar ve İzmir" civarındaki Ermenilerden bir kısmı, İtilaf Devletlerinin ve Ermeni patrik vekilinin isteğine uyarak, bir kısmı da, Anadolu'da gelişmekte olan milli hareket karşısında, hayatlarının tehlikeye girdiğini kabul ederek güneye göç etmeye başladı. Halbuki Anadolu'nun düşman istilasına uğramamış olan parçalarında yaşayan Hıristiyanları hiçbir kimse, hiçbir suretle rahatsız etmemekte idi. Nitekim 21 Ekim 1919'da Erbaa'dan Dahiliye Nezaretine (İçişleri Bakanlığı) gönderilen ve Ermenilerle Rumlar tarafından imzalanmış olan bir yazıda, Hıristiyanların hayatlarının tehlikede olduğuna dair çıkarılmış olan söylenti ve dedikodulara teessüf ediliyor ve Müslümanlarla kardeşçe bir hayat sürdükleri açıklanıyordu. Fakat, gerçek bu olmasına rağmen, göç devam etti, bu yüzden İstanbul Hükümeti 26 Ekim 1919'da Anadolu içlerinden güneye yapılan göçlerin durdurulması için bir karar bile aldı.
Sayfa 196Kitabı okudu
Reklam
Yunanlıların ve Rum milliyetçilerinin İzmir'in ilhakı hakkındaki düşüncelerini uygulayamamalarının ve bu kadar hazırlıklardan sonra bu yolda ciddi bir teşebbüse girişememelerinin herhalde birçok sebebi vardır. Fakat bunlardan birisi belki de, Müslüman tebaalarının Türkiye lehindeki hareketlerini dikkate almak zorunda kalan İtilaf Devletlerinin bu ilhaka razı olmayışlarıdır. (...) Bu ilhaka teşebbüs edilmeyişte elbette İstanbul ve Ankara'nın aldığı tedbirler, millî kuvvetlerin bu münasebetle birdenbire çoğaltılması ve daha doğrusu "Kuva-yı Milliye-i Osmaniye'nin" var oluşu, birinci derecede rol oynamıştır.
Sayfa 193Kitabı okudu
MİLLÎ EGEMENLİK DÜŞÜNCESİ
Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin 1789 Fransız Devrimi'nden ve onun en önemli belgesi olan Fransız "İnsan ve Vatandaşlık Hakları Bildirisinden esinlendiğini yukarıda belirtmiştik. Bu belgede yer alan birçok ilkenin, özellikle Milli Egemenlik ilkesinin (md. 3) Ulusal Savaş'ın ilk önemli yazılı belgesi olan Amasya Bildirisinden
SAVAŞTAN SONRA ATATÜRK'TEN KURTULMA
Falih Rıfkı bir yazısında; "9 Eylül zaferinden sonra Meclise zafer haberi gelir gelmez, sarıklı milletvekillerinden biri, "Yunanlılardan kurtulduk, çok iyi... Bakalım Mustafa Kemal'den nasıl kurtulacağız..' demişti. Saltanatın kaldırılışından sonra da Ankara'da dolaşan en önemli haber: 'Şimdi ne olacak? Acaba Mustafa Kemal Padişah mı olacaktı? En güvendiği eski arkadaşları bile saltanatsız ve hilafetsiz bir rejimi düşünemiyorlardı demektedir. Mustafa Kemal ise, Türk milletini, uygar uluslar topluluğu içinde onurlu bir ulus yapmak, tam anlamıyla yeni, çağdaş bir düzen kurmak istiyordu. Atatürk önderliğinde gerçekleştirilen "Atatürk Devrimi", "Türk Devrimi" ya da "Türk Aydınlanması" adı verilen büyük dönüşümü anlayabilmek için öncelikle Avrupa'da gerçekleşen Aydınlanma hareketini iyi bilmek gerekir. Bunun üzerinde de çok kısa durmalıyız.
Siyasi olaylara daha yakın olmak için Heyet-i Temsiliye'nin, daha batıdaki bir şehri merkez yapması gerekiyordu. Bu sebeple mesele, "Komutanlar toplantısı"nda tartışılmış Ankara, Konya, Eskişehir üzerinde durulmuş, sonunda İstanbul'a bir demiryolu ile bağlı bulunan ve milli teşkilatı kuvvetli olan Ankara, bu husus için en uygun şehir olarak kabul olunmuştu. Onun için Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, 18 Aralık 1919'da Sivas'tan ayrıldılar.
Sayfa 160Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.