ÇELİK İRADELİ ADAM
Bir gün İstanbul mebusu operatör Emin Bey evlenecek kız ve erkeklerin sıhhî muayeneye tâbi olmaları için kürsüden konuşuyordu. Muhalefet yapan İkinci Grup mebusları, genç kızlarımızı doktorlara muayene ettirmeyiz diye direnirlerken, Ankara mebusu Mustafa Kemal Paşa, kanun maddesinin lehinde konuştu. Buna hiddetlenen Erzurum mebusu Hüseyin Avni Bey, saç sobası önünde bulunan bir odunu Ata- türk'e fırlattı. Koskoca odun zabıt kâtiplerinden Ankaralı Hamdi Beyin ağzına çarptı. Dişleri kırıldı ve bayıldı. Bu olay karşısında serinkanlılığını muhafaza eden Atatürk'ün savunmasına devam ettiğini gördüm ve hayret ettim. Avni Bey donakaldı. İkinci olay da, her zaman kürsüden Atatürk'e sataşan Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey yine Atatürk'e hitaben "İnsanlar ayak tepmez." diye hitap etti. Yine Atatürk sustu. Celse dağıldı. Hırsını alamayan Şükrü Bey kapının yanında ta- bancasına sarıldı. Bu dehşetli tehdit karşısında Atatürk'ün; - Koy onu içeri, dediğini duydum. Meclisin içi karıştı, Ali Şükrü'ye sardılar. Bizi de dışarı çıkardılar. Atatürk ölüm karşısında bile böyle cesurdu. Bu çelik iradesiyle Meclisi idare edip kurucu ve kurtarıcı ve ileri olmuştur. Enver Behnan ŞAPOLYO⁸⁴
İnsanlığa Hatırlatmalarım
Aşağıdaki hatırlatmalarım tüm insanlığa yönelik olup insanlıktan nasibini almamış olanlar alaycı, atarlı ve aşağılayıcı yorumlar yazabilirler. Çünkü herkes kendisine yakışanı yapar. 1.Spor sahaları ve tribünler magandalık alanları değildir. Hakemler dövülüp yerde tekmelenecek linç objeleri değildir. Halı sahalar bacak kadar çocukların babaları
Reklam
keşeke dedem o arsayı alsaymış
Ankaralı bir dostum anlattı: Şimdi Atatürk Bulvarının üstündeki büyük apartmanlardan birinin arsası satılıkmış. Galiba 200 liraya kadar bir şey. Almak için haber yollamış. Bir ses çıkmamış. Sonradan öğrenmiş ki, sahibi bir yabancıya satmış: - Yahu, niçin bana vermedin? diye sormuş. - Vallahi burasını babam da ekti, ben de ektim. Bir hayrını görmedik. Ne diye seni zarara sokayım? Bir yabancıya verdim... demiş.
Sayfa 540Kitabı okudu
Karaoğlan" efsanesi Türkiye'yi sarsmıştı
1973 seçimlerinde CHP'nin seçim kampanyası sırasında Ecevit'e "Karaoğlan" adının nasıl verildiği ise Kayhan Sağlamer'in 'Ecevit Olayı' adlı kitabında şöyle anlatılıyor: "Sivas'ın Yıldızeli ilçesi. Bir nine, iki büklüm, elinde eğri büğrü bastonu, şoför Kamil yönetimindeki CHP otobüsü etrafında dolaşmakta olan Ankaralı gazetecilere yanaştı. Tarazlı sesiyle sordu: 'Karaoğlan nirede ha evlatlar, Karaoğlan'ı görmek istiyorum.' Pek yüz vermedi gazeteciler. "İşte orada.' deyip elleriyle karşıdaki CHP ilçe merkezini gösterdiler. Sessizce uzaklaştı nine. Önce Karaoğlan lakabını önemsemedi gazeteciler ama ninenin Ecevit'i kastettiğini anlamışlardı. Neden sonra biri bir başkasına anlattı, onun ağzından da CHP'lilerin kulağına gitti. CHP'nin propoganda makineleri, can atarak aradığını işte böyle tesadüfle bulmuştu
1930’lu yıllarda M. Kemal’in adına iliştirilen metafizik sıfatlar, onun üzerinde dinsel bir hâle oluşturur. Kemalizmi doktrinleştirme gayretine girenlerden biri, Ankara milletvekili Şeref Aykut (1874–1939), Kamâlizm kitabında (1936) sistemli olarak Kamâlizm dininden söz eder: “Yalnız yaşamak dinini aşılayan ve bütün prensiplerini ekonomik temeller
Sayfa 121Kitabı okudu
119 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
YALAN SATICISI - Attila ŞENKON
Yalan Satıcısı
Yalan Satıcısı
82 doğumlu bir Ankaralı olarak kitabı taraflı bulan insanlara inat kitapta anlatılanlarla aynı tarafta olduğum için gurur duyuyor, defalarca Kıtır’da tuvaletin oradaki masada oturmuş, 2001’de anayasa kitapçığı fırlatılmasını izleyen süreçteki ekonomik dalgalanmayı ailecek iliklerimize kadar hissetmiş, Gezi olaylarında direnmiş ve Ali İsmail Korkmaz’ın “Vurmayın Öldüm” sözleriyle içi titremiş biri olarak Atatürk’ün izinde aydınlık yarınlar diliyorum.
Yalan Satıcısı
Yalan SatıcısıAttila Şenkon · İletişim Yayınları · 202079 okunma
Reklam
743 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.