Ankara’da kendisine yapılan teklifleri kabul etmeyip Van’a giden ve burada üç yıla yakın bir süre birkaç talebesi ile birlikte ilmî çalışmalarına devam eden Bediüzzaman Said Nursî, Şeyh Said hadisesi ile hiçbir alakası olmadığı ve Şeyh Said’in yardım çağrısına ‘Dâhilde ki hareket menfi olmaz. Bu zamanın gereği cihad-ı maneviyedir. Millet tenvir ve irşad edilmelidir. Siz de bu hareketinizden vazgeçiniz. Çünkü neticesiz akim kalacaktır’ diye cevap vererek katılmadığı ve vazgeçirmeye çalıştığı halde, Van’daki ikametgâhından alınarak Erzurum-Trabzon-İstanbul ve Antalya yolu ile Burdur’a sürgüne gönderilmiş ve burada mecburî ikamete tâbi tutulmuş, bu sürgün ve mecburî ikamet hayatı kesintisiz olarak yirmibeş yıl kadar sürmüştür.
1933 ve sonrasında yurtdışından türkiyeye gelen bilim insanlarına dair.
1933’ten sonra Türkiye’ye, içlerinde mesleklerinin dünyada en iyisi olanlar dahil, pek çok ünlü bilim ve sanat adamı geldi. Türk tıbbı, bu değerli “beyin göçü”nden en çok yararlanan bilim dalıydı. Türkiye’den ayrıldıktan sonra, ününü ABD’de daha da artıracak olan Operatör Rudolf Nissen, jinekolojinin dünyadaki ilk öncülerinden Wilhelm Liepman,
Sayfa 393 - Cumhuriyet Dönemi Türk Ansiklopedisi, İletişim Yay., 3.Cilt, s. 664-665Kitabı okudu
1000Kitapta Ankaralı, Sakaryalı, İç Anadolu ve Doğu Anadolular
Twitter'da Gaziantepliler
Facebook'ta Azerbaycanlılar, Iğdır Tuzlucalılar, İran Tebrizliler takip ediyor. Sanki benim evde medeniyetler dergâhım var. İstanbul bebesi nadir takip ediyor 😉
sakarya savaşından bir ay önce Mustafa Kemal,
16-21 Temmuz 1921’de Ankara’da toplanan Birinci Maarif Kongresi’nde; “Geleceğe hazırlanan yurt çocuklarının hiçbir güçlük karşısında boyun eğmemelerini ve olanca güçleriyle bıkmadan yılmadan çalışmalarını; ana babaların böyle bir eğitimi bitirmek için yavrularını desteklemelerini öğütlerim... Silahıyla olduğu kadar, kafasıyla da savaşmak zorunda olan milletimizin, üstün gücünü eğitimde de göstereceğinden kuşkum yoktur” demişti. Eğitim konusunda; “Bir ulusu, özgür ve bağımsız ya da tutsak ve yoksul yapan eğitimdir”; “Ulusları kurtaranlar, yalnız ve sadece öğretmenlerdir” diyordu.
Sayfa 382 - Yalçın Kaya, Bozkırdan Doğan Uygarlık-Köy Enstitüleri, 1. Cilt, Tiglat Matbaacılık A.Ş., İstanbul, 2001, s. 35, Kazım Özalp, Atatürk’ten Anılar, İş Bankası Kültür Yayınları, s. 69Kitabı okudu