Ankaralılar Oğuz boyundan gelmedir.
Töreye göre, milli felaket günlerinde, bir devlet yıkılıyorsa yeni devleti kurmak için lider seçerlerdi. Bu sayede tarihin hiçbir döneminde devletsiz, başsız kalmadılar. geleneğin ismi de vardı: Kızılca Gün
Ve Pencere
Her sabah olduğu gibi işimin başına oturmadan yine penceremi açıp manzaramı süsleyen o tepeyi bir süre seyrettim. Tepede insanlar vardı. Yanlış saymadıysam 4 kişiydiler. Ne piknik yapmak, ne şehri seyretmek ne de uçurtma uçurmak için oradaydılar. Ellerindeki cihazlarla ölçüm yapıyor gibiydiler. Heyecanlandım. Yoksa tümülüste yapılacak bir kazının hazırlıklarına mı şahit oluyordum? Yoksa son Ankaralılar, bu toprak katmanını kazıp, zamanın izlerini silerek ilk Ankaralılara ulaşmak için kollarını mı sıvamıştı?
Hava serindi. Buna rağmen penceremi hiç kapatmadım.Bütün gün açık kaldı. Mutluydum.
Cumhuriyet'in ilan edildiği yıllarda yeni bir yapılaşma hareketi başlamıştı. Pek çok üründe olduğu gibi Cumhuriyetin ilk yıllarında kiremit kıtlığı da yaşanıyordu.Bu dönem Türkiye'de üretimi olmayan kiremitler, Fransa'nın Marsilya şehrinden ithal ediliyordu. Harap haldeki ilk Meclis binasını Ankaralılar bağış toplayarak
Ankaralılar bundan böyle bilinsin ki Yozgat'tan Memmet oğlu Üsüyün. Bekçi Üsüyün eline Mushaf aldı mı bakmayacak, okuyacak. Babasının, atasının ruhuna okuyacak. Böylece hem bağırır hem ağlardım. İnan olsun ağlardım sevincimden.
Terörist Ankaralılar bütün Dune seanslarını doldurmuş. 10 dakikada tiyatro biletlerini tüketiyorsunuz zaten bari istediğimiz filmlere gidebilelim. (kişisel)
“Ankaralılar olarak kullandığımız havalimanı olan Eseboğa’nın adının Emir Timur’un komutanlarından biri olup Ankara Savaşı’nda önemli bir asker olarak kendini gösteren İsen Buka’dan geldiğini biliyor muydunuz?”