deli deli deli diye bir şarkı söylüyor çoban, kavalı deliği tıkanmış gider gibi, öttüremiyor. yavanı yavan yabancı bir köylü, gelip geçiyorken tepelerde kavalını çalmayan çobanı gördü. çoban vurdu sırtını yere, gergi göğsünü göğe, bir şarkı tıslıyor dilinin ucunda, deli deli deli sana nerden ermeli. yabancı kulak verdi sese, öbür kulağında bir
Suç Bende ( Kendimden)
Kendime bir hesap yaptıktan sonra Anladım ki suç bende sevdiğim. İnsan sevmek zor, güç, çetin işimiş Hata bende günah bende sevdiğim. Hakkını helal et, benden bu kadar. Daha yansam böyle nereye kadar Çektim cezasını bu sevdanın yar,
Reklam
LÜTFEN BENDEN ÖTE DURMAYINIZ
Yağmur yağacağınaverdi, Yine İstanbul'un geceye küs bir gününde. Kim kimin kalbini kırdı bilmem ama, Bu kasvetli hava bedenime kısa. Hani o barış elçileri vardı, Onlarında kanadı kırık artık. Ben yine güleceğime verdim her şeyimi, İstanbul'da yine o meşhur kaoslar başladığında, Aşka da geç kaldım. Nasibi yanlışlıkla çöpe attım, Deliye
Şehirlerin Şarkıları
Hayatımdaki şehirlerin kendilerine ait şarkıları vardır, kendisini şarkılarıyla anımsatan, hatırlatan... Bazı şarkıların şehirleri vardır ya da bazı şehirlerin şarkıları vardır, tezlerini doğrular, benim şehirlerimin şarkıları da... Sonra, her bir şarkı, flu bir hayalin içinden sıyrılarak akla çakıldığı anı belli belirsiz kıpırtılarla
Beni deli sanıyordu ama aşkından deli olmamak akıl işi değildi..
Sen laftan anlamıyor musun dediğinde, Sen aşktan anlamıyor musun demiştim.. Sonra anladım ki telefonu kapatmış.. İnsan öyle bir varlık ki.. Bazen dönmemek üzere gitmeyi o kadar istiyordum ki.. Sonra ruhumda kanı hiç dinmeyen bir sızıya dönüştüğünü fark ettim bu isyanlı sükûtun.. Neden mi bir cepheye dönmemek üzere gitmek ister bir insan.. Sebebi
ADEMOĞLU Bu çağın adı ,olsa da ahir zaman İmtihanlar olsa da,ne kadar yaman Şeytanın fitneleri,olsa da kocaman Sınav dünyası,sabret ey ademoğlu… Karışsa da birbirine sapla saman
Reklam
yamalı yüreğim ecnebidir emana hiç bilmem ki sıcak çorba kokusu, anne terliği güneş celali çocukluğumun sâfi duyguları yaş gözlerimin gayba dildadeliği ne o battaniye ısıtır beni ne buharı tüten demli çayım ne de kitabımın acı sayfalarında kuruyan kiraz çiçeği bazen sahrada görülen bir serap bazen muamma-yı müşkül-küşa olur dört duvar kimi
Uzun zamandır kayıp bir ben var içimde, Ne yana baksam bulamadığım. Esen rüzgara karşı duyduğum ürpertim, Ter boşalan silkinişlere karşı. Güneşin doğuşunun varsa bir anlamı, O halde açıklasınlar içimdeki karanlığı. Ne zamandır ne haldesin bilmem. Bilgisizliğin verdiği vesvese, Yep yeni kuruntulara gebe. Bilmem anladın mı sensiz bitaplığımı. Yoksa illa ecel mi kapımı çalmalı.
70 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.