448 syf.
7/10 puan verdi
Ehh işte...
Teresa Medeiros'un okuduğum ve beni triplere sokan, sinir eden nadir kitaplarından biri oldu sanırım. Aslında 6 yıldız verecektim ama gönlüm el vermedi 7 verdim. Açıkçası historical romance türüne alışık olmayan biri bu kitaba 4-5 de rahatlıkla verebilir. Bunun sebebi ise baştan itibaren bu kadar iyi başlayıp kitabın yarısına bile geldiğinizde hala heyecanı tam gaz devam ederken nasıl oluyor da borsa misali hızlı bir düşüşe geçebiliyor anlamak mümkün olmadığı için. Yazar o ara yatırım mı yaptı geri dönüş mü alamadı yoksa canı mı sıkkındı heyecan olsun diye güzelim karakterlerin içine mi edeyim dedi bilemiyorum. Çünkü bu kadar iyi giderken hatta kitabı yarıladığınızda bile mükemmel ilerlerken olayları iyice laçkalaştırıp, eğri büğrü edip okura sunmak farklı bir kafa istiyor açıkçası. Neyse fazla negatif şeylerden bahsedip kitaptan soğutmak istemem ancak cidden saçmalamış yani pembe dizi yaratıp hikayeyi ve güzelim güçlü karakterleri ajitasyonla sünepeye çevirmiş. Rezil etmiş kısacası rezil. Püü sana Teresam yakışmadı. Kısacası ehh işte beğendim ama hani bi 300. Sayfadan sonra ne zaman bitecek triplerine de girmeye başladım. Yaprak Dökümü izleyenlere tavsiye ederim çünkü bol bol sabır çekmiş bir izleyici kitlesine hitap edebilecek kitaplardan biriydi. Sevgiler efenim.
Güllerin Fısıltısı
Güllerin FısıltısıTeresa Medeiros · Pegasus Yayınları · 2010222 okunma
İnsanların inanç ve davranışlarını anlamak için gelenek, mitoloji ve dinden uzak durulmalıdır. Sadece o zaman, hiçbir önyargı oluşmadan, insanı incelemek mümkün olabilir.
Reklam
Ahmet Cemil için bu felaket öyle bir beklenilmeyen darbeydi ki bir müddet bütün beyni donmuş gibi şaşkınlık içinde kaldı. Onda şiirle uzun süre uğraşmak hastalıklı bir hassasiyet meydana getirmişti. Öyle bir hassasiyet ki, o illete tutulanları başkaları için anlaşılmaz, mantıklı olduklarına kesin bir hüküm verilemez, hareketlerinde, fikirlerinde,
"Gerçi maalesef bu husustaki olaylardan tamamen bağımsız olarak ortaya çıkan esas engel, benim ruhsal manada evliliğe şüphesiz ki yatkın olmayışımdı. Bunu, her evlenmeye karar verişimde gözümü uyku tutmamasından, gece gündüz başımın ağrımasından, hayatın benim için tüm anlamını yitirmesinden ve çaresizlik içinde bocalamamdan anlamak mümkün."
"Kendi değerimi anlamak için her şeyden daha çok mesela dışarıda yaşanacak herhangi bir başarı gibi sana bağlıydım. Başarı beni sadece geçici bir süreliğine güçlendiriyordu, sonrası yok, beni diğer tarafa sürükleyen senin ağırlığın hep daha kuvvetliydi."
İnsanlar bazen birbirlerini anlamak için çırpınırlar, yine de gerçekte hiç kimsede ister varolan ister varolmayan üstüne hiçbir şey anlama -yani bütünü görebilme­ yetisi yoktur. .
Sayfa 45 - YKYKitabı okudu
Reklam
İnsanların tam bir doğallıkla ve başkalarının vicdanları tümüyle rahat olarak upuzun, güvenilmez saatlere terk edilişleri dehşet verici bir şeydir, uyuduklarından ötürü hiçbir şeye gereksin­medikleri varsayılır, sanki uyumak gerçekte yığınla edebiyatçının söylemeye bayıldığı şeymiş gibi: Yaşamsal gereksinimlerin askıya alınması, ölüme en çok benzeyen şey. İnsanlar bazen birbirlerini anlamak için çırpınırlar, yine de gerçekte hiç kimsede ister varolan ister varolmayan üstüne hiçbir şey anlama -yani bütünü görebilme­ yetisi yoktur.
Sayfa 45 - YKYKitabı okudu
Her şey bağlantılıdır. Anlamak üzere kulak kesilmiş biri için hiçbir sözcük tamamen masum değildir.
"Bir kadınla dört şeyden dolayı evlenilir: Malı, soyu, güzelliği ve dini için. Sen dindar olanı seç ki elin bereket görsün!"
"Neyi sevip sevmediğimi anlamak için hiç şansım olmadı." Herkes canı sıkıldığı için evden dışarı çıkarak sokaklarda gezerdi, ben ise evsizlikten sokaklarda gezerdim. Bu yüzden sokaklardan nefret ediyorum. Herkes kartopu oynamak için karı avuçlardı ama ben, yerdeki karı temizleyip kendime yatacak yer ayarlardım. Kıştan nefret ediyordum. Herkes kendini veya sevdiklerini şımartmak için çiçek alırdı. Ben ise bir çiçeği kaç kuruşa satarsam karnımı doyururum diye düşündüğüm için çiçeklerden nefret ediyordum. Herkes güzel görünmek için kıyafetler alırken ben, beni çıplak göstermeyecek ve sıcak tutacak kıyafetler istediğim için güzel elbiselerden nefret ediyordum. Herkes romantizm olsun diye yıldızlara bakarken ben, kıvrıldığım karanlık sokaklarda yıldızların ışığı sönsün ve kimse beni bulmasın diye onlara baktığım için yıldızlardan nefret ediyordum. Bunun gibi yüzlerce sebep sayabilirdim. Benim hayatım nefret üzerine kuruluydu çünkü seveceğim şeyler bana hiç sunulmamıştı.
Reklam
Kur’an’a verilen önem.
Seferlerde her kabile ve boy, kendi sancağını taşırdı. Bu bağlamda Tebük Seferi'nde sancakları kimlerin taşıyacağı konusunda ya- şanan bir anekdot önemlidir. Önceleri Mâlik b. Neccâroğulları'nın sancağını Umâre b. Hazm'a (r.a) veren Hz. Peygamber (s.a.v), Tebük'e giderken bu kabilenin sancağını Zeyd b. Sâbit'e (r.a) verdi. Umâre b. Hazm bu uygulamasının sebebini anlamak için Hz. Peygamber'e (s.a.v), kendisine kızgın olup olmadığını sorduğunda şu cevabı almıştı: "Allah'a yemin ederim ki hayır (kızgın değilim)! Fakat Kur'ân'ı öne geçirin. (Zeyd b. Sabit) Kur'ân'a senden daha fazla vakıf. Kur'ân kendisine vakıf olanı öne geçirir; isterse burnu kesik siyâhî bir köle olsun.
Sayfa 34
264 syf.
·
Puan vermedi
“Hiçbir şey kalmamıştı geriye. Neredeydi bu yaşam, çekilen korkunç acı neredeydi? Hiçbir şey kalmamış mıy­dı? Bütün bunların hesabını hiç kimse vermeyecek mi acaba? Böyle hiçbir iz bırakmadan unutulup gidecek mi?” İvan Grigoryeviç’in Gulag’da 30 yıl esir hayatı yaşadıktan sonra hayata yeniden tutunmasını, özgürlüğü ve temelde Stalin diktatörlüğünü anlatan bir tarih, sosyoloji hüviyetinde bir romandır, diyebiliriz.. “Bir kadın görmüştüm. Kadını muhafız eşliğinde bölge merkezine getirmişlerdi. Yüzü insan yüzüydü, gözleriyse kurt gözleri. Söylendiğine gö­re, bu yamyamların hepsi kurşuna diziliyordu. Oysa on­lar suçlu değildi, bir anayı kendi çocuklarını yiyecek noktaya getirenler suçluydu. Kime sorarsan sor, suçluyu bulabilir misin? Bütün insanlar için iyi bir şey yapmak uğruna getirilmiştir analar bu duruma.“ Büyük bir açlığın, yokluğun, kimsesizliğin kol gezdiği bir dünya… Ve bunlara şahit olmuş birinin yıllar sonra tekrar var olmaya çalışması… Yaşam ve Yazgı kitabını uzun zamandır okumak istiyordum fakat ondan önce yazarın bu kitabıyla tanışmış olmak benim için yazarın tarzını ve düşünce yapısını anlamak adına daha faydalı oldu.. Etkileyici Puan: 8/10 İnsanca olmayan her şey anlamsız ve yararsızdır! Maksim Gorki’nin çocuklar için eğitici oyuncakların gerekli olduğuna ilişkin bir yazısını okudum. Katanaların çöplüğe taşıdığı bu çocuklardan Maksim Gorki’nin haberi yok muydu acaba?
Her Şey Geçip Gider
Her Şey Geçip GiderVasili Grossman · Can Yayınları · 2023109 okunma
"Benim için önemli olan tek bir şey var, hayatı, zamanı yakalamak, anlamak ve zevk almak."
Sayfa 135 - Can YayınlarıKitabı okuyor
56 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
Öncelikle çok zor bir kitaptı. Benim seviyem bu kitabı anlamak için çok zayıftı. Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in ruhtan konuşmayınız, sorarlarsa Allah bilir deyiniz demesine rağmen Gazzali'nin böyle bir konuyu ele alması dikkatimi çektiğinden yorumlarını ve ruhu nasıl tanımladığını merak ettim. Çarpıcı bir kitap ve sırlarla dolu. Bu kitabı başka herhangi bir alim yazmış olsa o alimin hiçbir kitabını bir daha okumazdım, adını dahi anmazdım. Fakat yazar Gazzali olunca onun mükaşefe sırlarına vakıf olduğunu ve böyle bir şeyi yazmaya cesaret ettiyse altında bir gizli ilmi yatıyordur diye düşünüyorum. Yine de Peygamber'imizin sözüne aykırı bir şey yapıp yapmadığından, kitabı okumakla iyi mi kötü mü ettiğimden şüphe duyuyorum. Vebalim varsa Rabbım affet yok ise eğer ilmimi arttır. Şüphesiz sen Rahmânsın Rahîmsin.
İnsan Nasıl İnsan Oldu?
İnsan Nasıl İnsan Oldu?İmam Gazali · Ketebe Yayınları · 2023119 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.