Gerçek olmayan için varlık yoktur; gerçek olan için de yokluk yoktur.'' [Bhagavat-Gita, II, 18]
Reklam
Benim, Alex. Yaklaşık iki haftadır Carthage - Güney Dakota’da çalışıyorum. Buraya, Grand Junction - Colorado’da senden ayrıldıktan üç gün sonra geldim. Umarım fazla sorun yaşamadan, sağ salim Salton City’ye ulaşabilmişsindir. Burada çalışıyor olmaktan memnunum, her şey yolunda. Hava çok kötü sayılmaz, çoğu günler ılık geçiyor. Çiftçilerden
"HADÎSLERİ HEVÂYA ARZETMEK!.. -1"
“Kur’ân’a gitmek”, “Kur’ân’dan ilham almak” , “Kur’ân’ı yeniden anlamak” … Bunlar gibi dışı süslü ama içi boş söylemleri son yıllarda sıkça duyar olduk, lakin bugüne dek bu söylemler ile eylemlerin birbirine denk düştüğünü görebilmek ne mümkün. Modern zamanlarda, bazı kimseler “Kur’ân’ın Ruhu” , “Kur’ân’ın süzgeci” gibi sloganlarla ve farklı
"ŞAHİTLİĞİ KABUL EDİLECEK İNSANLAR!..."
- " ... Dünya Müslümanlarının kurtuluş yolu, dinin teorik ve pratik boyutları olarak hikmetin yeniden keşfi sayesinde şahitliği kabul edilecek insanların yeterince bulunduğu bir topluluğun teşkilinden geçmektedir. İmâm Şâfi’î’nin de belirttiği gibi, pratik boyutta hikmet, sünnet anlamına gelmektedir. Ahir zamanda İslâm’ı yaşama ölçütü konusunda özellikle akılda tutmamız gereken ikinci hadis de “Ümmetimin fesadı zamanında benim bir sünnetimi diriltene yüz şehit ecri vardır” hadisidir. Bugün herkesin dilinde dolaşan “İslâm’ı yaşamak”, soyut bir tabirdir. Örneğin kimileri bununla açıkça “Kur’ân Müslümanlığı”nı kastediyor. Kur’ân Müslümanlığı ise zımnen, “Ben, Kur’ân’ı esas alıyorum, sünneti, hadisi tanımıyorum” anlamına geliyor. Sünnetsiz Kur’ân’dan, ancak Hıristiyanlıkta olduğu gibi “Ağacı sev, yeşili koru” türünden bir Müslümanlık çıkar. Kısaca “dinde tutulan yol” olarak tarif edilen sünnet, Rasûl-i Ekrem Efendimiz Aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm'ın gösterdiği İslâm’ın nebevî, normatif kalıbı, ideal yaşayışı demektir. Buna göre İslâm’ı yaşamak, sünnete uygun yaşamaktır. Sünnet, İslâm’ı yaşamanın kalıbıdır; nasıl bir pasta kalıbı olmadan hamurdan pasta yapılamazsa, din de doğru tedeyyüne dönüşmez..." (Kalem Dergisi- Bedri Gencer'le söyleşi)
STALİN'LE WELLS’İN RÖPORTAJ Stalin: Burjuvazinin iyiliğine inanmıyorum; başkanlar gider, başkanlar gelir... 1934 yılında HG Wells, o dönem başkanı olduğu Uluslararası PEN kurumuna dahil olmakla ilgilenen Sovyet yazarlarıyla buluşmak için Moskova’ya gelir. Burada bulunduğu sırada Stalin onunla bir röportaj yapması için izin verir. Wells’in
Reklam
227 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.