Selamlarrr! Sizi komaya sokacak o kitap yorumuyla geldim. Toplanın; ağlayalım, dert keder sahibi olalım. İlk iki kitabın sonundan yola çıkaram korktuğum için elime alamamıştım Matem’i… haklıymışım. Tüm karakterlerin gerçek tarafını gördüğümüz, acımasızlığı sonuna kadar hissettiğimiz bir kitap oldu. Karanlık ve kötü karakter yazması seven en dibi gösteren bir yeni kan yazar, şok içinde bırakıyor ama bütüne baktığınızda tüm tüyleriniz de diken diken oluyor. Varoluşsal sancılar mı desem, en dipte yatan kötü ruh mu desem tam emin olamıyorum ama psikoloji de gölge diye adlandırdığımız kavramı yazar tek tek tüm karakterinde işlemiş. Asır Karahanlı… ruhumu parçalara ayırdı. Durmadı, üç kitap boyunca mahvetti ve en sonunda her şeyi parçalara ayırdı. Sempati beslemek desek değil ama öyle bir karakterki hem o siyah gözlerini hem de parlayan gözlerini görüyorsunuz. Yaşananlar, kurgu, olayların ilerleyişi… ne desem sizi spoilerin göbeğine düşürecek gibi hissediyorum. Kitapta hangi satıra adım atsanız patlıyorsunuz hangi karaktere el uzatsanız sizi sona çekiyor. Defne Karaca… bu nasıl bir ikilem okumaktı. Ve nasıl bir psikolojik sancının ortasında kadık anlamıyorum. Antipati, sempati, empati hepsi birbirine karıştı. En sona doğru yaklaştığımda sayfaları çevirmeden şok içinde 1-2 dakika duvarla bakıştım. (O ara ağlamaktan komalık oluyordum.) Hiçbir şeyin gözüktüğü gibi olmadığını çok güzel gösterdi bize. Son olarak, kitaptaki hiçbir karaktere veda edemiyorsunuz dostlarım.. hepsi zihninizde sonsuza kadar kalacak boyutta… şiddetle tavsiyemdir! Lütfen +18 okuyucular okusun