Sudem

Sudem
@anlamlar_albaym
HER GECE - Perdenin Ardındakiler
Bi kalbim vardı kimseye vermemek için çırpındığım kalbim. Uğruna yıktığım kalpler de vardı. Kalpler dediklerim arasından biri can alıcı nefes kesiciydi. Zorla çekti çıkardı. Parçalara ayırdı. Birleştirdi tekrar dağıttı. Defalarca günlerce aylarca yıllarca. Bir kedinin oyuncağayla oynadığı gibi oynadı. Kaçmaya kurtulmaya çok çabaladı kalbim. Yalan yok çok defa da başarmak üzereydi. Can alıcı hep son dakka yetişti mutluluğa. Toparlandıkça dağıttı. Sonra üstüne diğerleri de eklendi. Seni ben büyütücem dedi. Büyüttü de. Ama beklendiği gibi olmadı. Yaktı yıktı. Sevilmeye muhtaç bu kalbi sevgisizlikle acıttı. Kiniyle hırsıyla çok daha fazlasıyla. Kalp hayatında ilk defa atmamak istedi ne sevgiye nede atmaya mecali kaldı. Can alıcıysa canını aldı ve kalplere can oldu.
Reklam
Bazı kızlar büyük hayallerle başlar hayata. Büyük kadın olmaya özenir. Süslü hayatları olsun ister sonu olmayan hayaller kurarlar. Yavaşça büyürler. Dünyayla tanışırlar, gerçeklerle de tabi. Büyüdükçe o süslerin altında yatan kirler paslarla tanışırlar. Bir kız çocuğu hayalleriyle yaşar. Onlardan vazgeçtiği an ise hayattan kesilir. Kız çocukları yaş aldıkça büyümez yaş aldıkça küçülürler. Kendileri kadın olur o küçük kız çocuğu ise oyunlar oynamak kahkahalar atmak için bir köşeye siner. Kalpleri kırılır biraz daha büyürler. Yalnız kalırlar biraz daha. Canları yanar biraz daha. Büyürler. Büyüdükçe en kaçtıklarına yakalanırlar. Annelerinin kızları olurlar. Hiç çocuk olamadan büyürler. Köşeye sinen hevesleri biraz olsun ortaya çıktığında ise onu çocuk olmakla suçlarlar. O kahkahanın sesini hiç bilmemecesine yok ederler ve büyürler..
Palyaço başaramadı. Mutluluk ona yakışmazdı zaten sırıtırdı hep. Mutlu sonlara inanmazdı da. Palyaço bir gün yaşadı ve her gün öldü. Bir yağmur başladı. Gök gürüldedi. Palyaço hiç konuşmadı sadece ağladı onunla birlikte gök de ağladı. O gece aşk öldü işte o gece hayaller umutlar tüm benliği öldü. Herkes var olmaya devam ederken o yok oldu. Gök aşkına kinini nefretini sevgisini en çokda vedasını haykırdı. Palyaço veda etti o gözlere o dudaklara o kokuya onun tüm varlığına onun sevişlerine. Binlerce damla palyaçonun aşkına sövercesine yağdı o gece, elvedalara yağdı. İki beceriksiz sevgili veda etti birbirine

Reader Follow Recommendations

See All
Palyaçonun aşkı yeniden alevlendi. Kalbini boşaltan ruh geri geldi. Defalarca yenilgiye uğrayan kalp tekrar ve tekrar yenildi. Ruhun kini ruhun aşkını bitirmiş midir sizce. Ruh bizim palyaçoya kalbini geri verir mi. Yada sonu olmayan bu döngüye bir yenisi daha mı eklenir.
En beteri de git diyemeyen, gidemeyen kal diyemeyen, kalamayan bi kalbe aşık olmak. Hangisini yapsanız diğerine borçlanırsınız. Borçlar birikir içinde boğulursunuz. Siz boğuldukça o daha da yaklaşır dibe batırmaya mı kurtarmaya mı anlamazsınız bile. Sayısız kere boğulmanın sonu kurtuluş mudur ölüm mü bilemezsiniz. İki kalp, iki beden, iki ruh, bir aşk kaç kez o denizi aşabilmek için boğulmayı göze alabilir kaç kez can verebilir ? Bir insan kaç kere yaşarken ölebilir ki. Yetmedi mi öldüğümüz? Yetmedi mi sevgili ?
Reklam
Palyaçonun yalanları ömrünü uzattı çünkü yalanlar kalpsizdir, yalanlar hissizdir. Eğer bunlara sahip değilseniz kısa, çok kısa bir yaşam sizi bekler. Palyaço merak etti. Gülmeyi ağlamayı acıyı korkmayı heycanlanmayı, yaşamak istedi. Gerçek olan herşeyi istedi. Her ömür bir kere yaşanır. Palyaço tek bir yaşama sahip olduğunu bilemedi. Çünkü o hiç yaşamadı. Denedi, yaşadı ve bitti. Eğer sonunu bilse gene başa döner miydi neler değişirdi bilemedi. Başa geri döndü. Kalbi olmayan palyaço artık hissetmeyi tatmıştı. Kalbinin boşluğunu biliyordu artık. Boşluklar dolmalı anlar yaşanmalıydı, ama nasıl??
Zor olan unutmak silmek yok etmek miydi? Yoksa yeniden denemek güvenmek sevip sevilmek miydi? İkisini de çok beceremedik galiba biz. Kalp beyin dediğimiz organlar bizi yönetti bizde bir programmışçasına robotmuşcasına ona uyduk. Güldük ağladık aşık olduk yerle bir olduk başardık yenildik yanıldık sayısız olayı yaşadık ama program hisleri hissettirdi. Bir robottan farkımız oldu. O fark bitince yani hisler, birer robota dönüştük. Hisleri olmayan duyguları ölen. Aşka inanmayan dostluklar kuramayan geçmişi silip geleceği olamayan insanlar. İnsanlar sevdiklerine sığınır arkadaşlarına ailesine aşkına canları yanar ve destekleri hep yanındadır. Robotlarsa şarjı biter ve kendini şarj eder. Robotlar büyür mü, ölür mü, bigün kurtulur mu, yada eskiyip bozulur mu?
Bazen bir pencere zindan olur insana bir perde parçası keskin bir bıçak olur. Bir renk boğar. Bir anı zehirler. Her ân öldürür. Bir katil kurbanını çok sever. Ölesiye sever. Ama öldürür. Bir sevgilinin kini aşkını kana bular. Bir sevgili bir sevgilinin sonu olur. Bazı ilkler olur, bazı da sonlar. Aslında ikisi de aynı şey demektir. İnsanoğlu yaşarken anlamaz tabi bunu. Anlarsa da yaşayamaz. Her kalp tektir. Çiftini bulduğu an aslında hiçliğe dönüşür. Çünkü ya teksindir yada hiç. Hayatın düzeni basittir nesne olursun kullanılır atılırsın insan olur yaşar ölürsün. Aşık olursan da yaşarken ölürsün. Bazen her şey yolunda gider ama sen gene ölürsün. Çünkü aşk yaşatmaz. Aşk ölümsüzlüğün panzehiridir. Dudaklarına bir kez bulaştı mı kurtuluşu olmaz. Sonun geldi demektir…
Palyaçonun denizi kırmızıya bulandı elinde bir gül bir kayıkta ufukta yol aldı. Başta sular durgundu hafif esintili ama cezbedici. Gitmelere doyamadı palyaço. Gittikçe gitti. O gittikçe de sular karardı. Kan kırmızısına döndü. Koca bir denizin ortasında teknesi gülü ve kırmızısı kaldı. Palyoço yol aradı. Çok aradı buldu da. Ama gidemedi. O gittikçe daha da karardı yollar. Gözleri görmez kulakları işitmez oldu tek hissettiği elindeki gülün dikenleriyle oluşan yaralar oldu. Bıraksa canı yanmicak ama tutsa da kaldığı tek his onda kalmaya devam edicekti. Palyaço düşündü, çok düşündü. Düşünmek onu bitirdi öylece kalakaldı yaralarıyla..
Önce ruhumu öldürdüler sonra ruhsuz dediler be albayım. Kalbimi alan onlar kalpsiz olan ben oldum. Unutulan ben unutan da ben oldum. Bazı şeyler yaşandı izi bile kalmadı. Kırıntısını dahi bırakmadılar. Bazen en ufak şey çok uzaklarıma sebep oluyor bazense en büyük şey hiçlik. Çoğu zaman her şeyi sadece ben mi yaşadım tek başıma mı diyorum. Sonra bir adım. Sonra gene hiçlik. İhtimaller bitmio. Olmayanlar. Gün geçio, ay, yıl yıllar… kalbimi hissetmiyorum. Aklımı zaten çoktan geçtim. Çok mutlu olmam gerekiyor. Her şey yolunda ama diilim. Kendimi hiçbir yere hiç kimseye ait hissetmiyorum. Yalnızım. Dibine kadar. Kalabalıktan nefret ediyorum herkezden kendimden bile… sevgiyi alamayan biri nasıl verebilir ki? Sadece eski halimi istiyorum onu özlüyorum. Gelmiyor…
Reklam
Gece en karanlık haline büründü ve bir karahindiba parçalara ayrıldı. Onlarca yüzlerce binlerce parçalara. Her zerresi darmaduman oldu. Yanında kalan sadece hayalleri umutları ve geleceği oldu. Hep yanında olacağını sandığı parçaları bile yoktu. Karahindiba bunu bilmiyordu. Bilseydi her şey farklı olurdu bilseydi oda farklı olurdu. Hayat çok farklı olurdu. Kimse onu uyarmamıştı, yada aslında hayat onu böyle uyarmıştı.
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.