Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"O kadar ağır işler yükeleyeceğizki onlara, düşünecek bir anlık bile zamanları olmayacak. Bu karıncalara hiçbir zaman başlarını bile kaşıyacak bir süre tanımayacağız. Hep iş, hep çalışma, hep açlık, hep yoksulluk, hep gelecek korkusu içinde olacaklar. Bu korkular onları kör, sağır, sersem beyinleri işlemez yapacak. İnsan filler, insankarıncalara hep bunu yaparlar. "
Sayfa 165 - YKY filler sultanıKitabı okudu
Başrahip Morellet XVIII. yüzyılda şöyle yazmıştı: "Doğa tüm analarda [ ya da tüm sevgililerde] güzel değildir, hem güzel olduğunda bile sürüp gidemez; güzelliği kimi zaman sadece bir anlıktır." Fotoğraf bu şansı yakalar: kendi ifadesiyle, anlık olanı gösterir.
Reklam
Bir anlık öfkeyle işlenen suçların, gelip geçici tamahlarla altüst olan hayatların çağındayız. Çok yemelerin, çok kızmaların, çok istemelerin çağı…..
“Bir anlık mutluluk! Koskoca bir ömürde az şey mi?”
İhtiyacımız olan sonucu bize kazandıracak olan inişli çıkışlı duygularımıza verdiğimiz anlık tepkiler ya da anlık kararlarımız değildir. Sakinliğimizin içinde durup beklemeye devam eden ustalığımız, benliğimiz, bilgeliğimizdir.
Gülerken acıyı unuttu. Gülmek varlığı ele geçirebilir diye düşündüm. Kısacık bir an için bile olsa gülmek pusuda bekleyen ölümü yenebilir. Bu yaşamaktır. Yaşamak zaten anlık bir şeydir.
Sayfa 46 - CanKitabı okudu
Reklam
Bir insana baskı yapanlara yazıklar olsun. Ne dünyanın tüm armağanları, ne de tüm lütufları, başımızdaki despotun kıskanç sıkıntısının bize zehir ettiği bir anlık neşenin yerini tutar.
Martin'de ise sert içki içme isteği yok olmuştu. Sayesinde daha derin sarhoşluklar yaşadığı yeni yöntemler vardı artık: Onu aşkla, daha yüce ve ebedi bir hayatın anlık görüntüsüyle ateşleyen Ruth vardı; beynini kemiren binlerce kurtçukla ihtiraslarını hareketlendiren kitaplar vardı.
Bizim için ekmek ve su kadar değerli olan kutsal olan şeylerden birisi dürüst bir yaşam.. Haksızlık yapmadığımız , hırslarımıza yenilendiğimiz vicdanızımı kaybetmediğimiz bir ömür has olan.. İnsanları basamak olarak kullanılmadığımız , yeteneklerimizin yetmediği bir makama yerleşmediğimiz, adaletin izinden ayrılmadığımız bir ömür has olan.. Anlık rahatlık ve gelecek için,çizgi dışına çıkmadığımız konfor için,eğilip bükülmediğimiz, insan onuruna ve gururuna yakışır bir şekilde, bir ömür yaşamak has olan ..
"Beni seviyor musun? Bir anlık saçma sapan bir şey miydi?" "Seviyorum, öyle çok seviyorum ki, canımı iste veririm. Öyle çok seviyorum. Üstelik iki günlükte değil. Gülfem ben seni bir insan bir insanı en çok ne kadar sevebilirse o kadar seviyorum. Senin bilmediğin benim anlatamadığım kadar çok seviyorum."
Reklam
GÜL YÂD'Â Ölüme hüsran dersen sultanım Haşr'a hesap tutan sabır incinir Yaşamak bir anlık elbette canım Sonsuzla kıyas etme ânın incinir Şimdi, önce, gaybı nasıl kim bilir Ezeli, ebedi yük bilen ins incinir Zaman, beşerin ayağında zincir Lâmekâna mihmân ervah incinir Her cisim, mâna bizim değildir Emanet bilmesek şu ten incinir Hiç mi yok bir şey neşe değildir Kadrini bilmediğin ol aşk incinir Şah'ım, anca şu gül yâdı bizimdir Batsa diken ağı sorma, şifâ incinir Itrı dahi bilsem ölümlere bedeldir Sanırım can alırken, bir tanrı incinir ŞâH
Daha şimdiden dedelerinin yaşamına özlem duymaya başladılar. Siyasi dalgalanmaların ve ticari durgunluğun artmasına tanık olacaklar. 'Ne koparırsak yanımıza kâr kalır' gibisinden anlık telaşlar galaksiye hakim olacak. Hırslı insanlar öylece durup beklemeyecek, namussuzlar ise onlardan geri kalmayacak. Onların her hareketi dünyalarımızın çöküşünü hızlandıracak.
Bir insanı kelimeler öldürebilirdi ama sessizliği sakat bırakıyordu. Ölüm anlık Ulaş, birini sakat bırakmak daha acımasızca.
İnsanlar ömür denen şeyi ne de uzun sanıyorlar. Hiç bitmeyecekmiş gibi yaşıyorlar, hiç ölmeyeceklermiş gibi dolaşıyorlar. Oysa etraflarında o kadar ölüm var ki! O kadar çok ölen var ki etraflarında. Yine de ibret almıyorlar. Ölüm denen mecburiyetin bir gün onlara da geleceğini hiç getirmiyorlar akıllarına. Sanki ölenler hep diğerleri olacakmış zannediyorlar. İnsan ne kadar nisyana meyilli, unutmaya ne kadar da alışık! Başkalarının hayatının niliayete erişi bir anlık da olsa ölümü düşündürüyor onlara lâkin sonra hiç olmamış gibi yaşıyorlar. Hiç kimse ölmemiş gibi, hemen yanı başlarında onca mezarlık yokmuş gibi davranıyorlar. Görüyorlar ama görmezden geliyorlar, her gün ölüyorlar ama ölümü bilmezden geliyorlar. Şayet ölenler en yakınları, en sevdikleri, en vazgeçemedikleri bile olsa yine de birkaç zaman kalıyor ölümün zihinlerindeki yeri. Sonra yine gafil, yine meçhul, yine kayıp...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.