102'ye kadar okuyup, bugün de 102'den başlayıp bir günde biten sonu tahmin ettiğim bir kitap.
2. Dünya Savaşı'nı ve o zamanın zorluklarını, nasıl göğüs gerdikleri çok iyi anlatılmış. Karakterimiz Anne Collaway ve yakışıklı askerimiz Westry Green asıl hikaye burada başlıyor. Varlıklı bir ailenin kızı olan hemşire Anne, bu savaş sırasında nişanlısını ve ailesini bırakarak Bora Bora adasına ülkesine hemşire olarak yardımcı olabilmek için arkadaşıyla beraber gönüllü olarak gider. Ada hayatının ilk gününden son gününe ve hatta yıllar sonrasına kadar uzanan upuzun bir hikaye. Tabii sadece tutkulu olan bir aşkı anlatmıyor. Savaşın insana neler kaybettirebileceğini de gün yüzüne çıkarıyor.
Savaşın ortasında ve Adanında ihtişamıyla aşk, ihanet, cinayet ve umut üzerine bir çok şeyi anlatıyor. İnsanın hayatındaki, savaşın etkilerini son derece sürükleyici bir dille dile getiriyor Sarah Jio. Aşkı, savaşı, dostluk kavramını harmanlayıp kitaba bir akıcılık sağlamış. Anne'in kendi duygularını sorgulaması, işlenen cinayet ve şaşırtıcı gerçekleriyle okuyucuya okuma isteği geliyor.