Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Yaşamak (Huózhe) -Yu Hua-
Okumaya başlamadan önce bu kitap hakkında olumlu şeyler okudum. Gerçekten de anlatıldığı kadar etkileyici.
Farklı bir yazar ve kültürden okumak da bakış açısını geliştirmeye yarıyor.
Ana karakter Fugui ve onun yaşam hikayesini anlatmasını isteyen bir anlatıcı var. Çok iyi de bir dinleyici aynı zamanda.
Allende'nin hayatından izler barındıran, su gibi akıp giden, başı ve sonu pandemilere dayanan uzun bir ömrün hikâyesi.Violetta'nın asırlık hayatını torunu Camilo'ya yazdığı mektuplar eşliğinde öğreniyoruz.Cesur, samimi ve dürüstçe anlatıyor Violeta. Kesinlikle sıradan bir yaşam değil onunki.İspanyol gribi biraz gecikmeli ulaşır vatanına, onun gölgesinde başlar hayatı.Beş erkeğin üstüne doğmuştur. İrlanda'dan gelen bir bakıcısı vardır, oldukça zengin bir babası ve annesi, hiç evlenmemiş iki teyzesi, dünyayı etkileyen büyük ekonomik buhrandan onlar da nasiplerini alırlar. Önce zenginliği sonra yoksulluğu tadar Violeta; önce evliliği sonra aşkı tadar, tutkulu bir aşkı. Toplumun normlarına kafa tutar Violeta sonra anne olur, iki çocuğu da feleğin çemberinden ayrı şekillerde geçer.İkisi için de ayrı ayrı, hızlı hızlı çarpar yüreği.
Kadın mücadelesi vardır romanda, istismar , darbe öncesi ve sonrası, baskı, zulüm ve ölüm...İç savaş, kaos, müdahale... Violeta çok sevdi, çok acı çekti, sevdi , sevildi, radikal kararlar verdi, toksik bir iliski damga vurdu ömrüne ama hayatı yaşadı, dilediğince, bazen doğru bazen yanlış kararlar eşliğinde, bazen cesurca bazen tutkunlarının esiri olarak yaşadı. Kayıplar verdi, paralar kazandı farklı deneyimler yaşadı ama hep mücadele etti.
Violeta'nın hayatı corona virüs döneminde sonlandı.
Eserde Violeta'nın yaşamı ile beraber dünyaya damga vuran önemli olayları ve ülkesinin tarihine yön veren miheng taşlarını da okuyoruz.
Allende güzel yaşıyor, kendini okutuyor. Çok severek okudum.
Birbirinden bağımsızmış gibi duran ama birbirinin aynı olan iki kahramanı anlatıyor bu kitap. Burkay ve Selim Pusat' ı.
Aşkın varlığında kendini bulmaya çalışan aynı zamanda kendini de kaybeden iki askeri.
Selim karakteri tam bir muamma. Bir sarhoş, asker, eş, baba, komutan, şair ama en çok da bir aşık. İmkansızlıkların içinde o aşkın varlığına, Selim'in iç çatışmalarına ve yalnızlığına tanık oluyorsunuz okurken.
Kitap diğer karakterleriyle de muazzam bir şölen sunuyor size. Fedakâr bir eş olarak haksızlığa uğrayan Ayşe'nin kimse yaralarını sarmıyor. Ayşe'yi sanki yıllardır tanıyormuşsunuz gibi okuyorsunuz. Düşününce tanıdığınız bir Ayşe buluyorsunuz hayatınızda.
Güntülü, bazen bir ceylan bazen bir pars olarak çıkıyor karşınıza. Bir savaşçıyı köle yapan bir güzel. Ok atılmayan atılamayan sevgili, Selim'in yenilgisi.
Şeref, Selim'in insan tarafı. Onu hayata bağlayan bağ. Selim'in vicdanı mı , şerefi mi yoksa onun kahramanı mı karar veremiyorsunuz. Durmadan kanayan yüreği belki de.
Yek, her hâl ve surette Selim'in karşısına çıkması adeta Selim'in vücut bulmuş düşünceleri gibi. Kaçış noktası. Günah keçisi.
Kitap o kadar dolu ve zengin ki insan bahsederken hangisine değineceğini şaşırıyor. Sahnelerin mükemmelliğine şiir de eklenince can evinizden vuruluyorsunuz.
En son bir mahkeme metaforu giriyor devreye. Beni en çok oradaki anne figürü etkiliyor. Selim Pusat' a merhamet edilmesini isteyen tek kişi annesi oluyor. Ne kadar gerçekçi değil mi?
Ne yaparsak yapalım annemizden başkası merhamet etmiyor bize.
136 syf.
·
Puan vermedi
Blogumdan alıntılama yapıyorum. Spoi içerir. İş Bankası Kültür Yayınları Eylül 2022, 4. Baskısını okudum. Anlatıcı, Charles Marlow isimli bir kaptanın anlattığı serüvenini aktarıyor. Dikkatimi tam veremediğimden sanırım anlatıcının adı aklımda kalmadı. Afrika’nın kalbine gidişi, burada bir teknenin kaptanı olarak Kongo Nehri’nin derinliklerine
"KÜÇÜCÜK ÇOCUKLARA HER ŞEYİ NEDEN ANLATMAK GEREK?"
Hakikaten de sevgili Portuga, bana her şeyi çok erken anlattılar... (syf:183)
Ne yazsam sana şimdi Zeze!!
Öyle karmaşık duygular içerisine girdim ki kitabın bitimiyle, yutkunmak istedikçe boğazımda düğümlendi tükrüğüm..
Üzgünüm Zeze!! Hem de çok üzgünüm..
Kitabı henüz beş yaşındaki akıl küpü bir afacanın dilinden dinliyorsunuz.. Hatta belki de
·
Puan vermedi
"Babasız çocuklar hayatlarını kaptansız gemi gibi sürdürürler.
Belkide bu yüzden kaptanlığı seçmişti."
Callisto anne ve babasının tek çocuğuydu. Babası daha önceki kardeşini de istemedigi icin dünyaya gelişine engel olmustu ama ana yüreği bu defa aynı şey olmasın diye elinden geleni yapıp onu dünyaya getiriyor.
Hayalperest biri olarak hep gemilerde olmak istiyor ve kaptanlığa adım atıyor.
Ögrenme aşkıyla yanıp tutuşan biri olarak geminin 3. Kaptanı Mark ı abisi gibi görüp yakınlık duyuyor.
Gemideki en yetkili kişi olan Süvari den de herseyi öğrenebilmek için elinden geleni yapıyor.
Gemilerde kadın olmak yeterince zor ama onun hayali olduğu için her zorluğa göğüs germesine rağmen geçmişindeki acıları onu duygusal bir ruh haline bürüyor. Tuttuğu bir anı defterine yaşadıklarını,hislerini bir bir kaleme alıyor.
Gemi diyar diyar gezerken Cebeli Tarık boğazına geldiklerinde eski sevgilisi Bernardo'yu göruyor ve içinde o günlere ait duygular yüreğine işliyor.
Mark,Süvari,Çarkçı,Woody, reis,noe ve bi çok karakter anlatılırken kendinizi o gemide hissediyorsunuz.
Sonraki gizemli olaylar ise kitabı okuyacaklara saklı kalsın.
Güzeller güzeli yazarımızda kaptan oldugundan galiba severek okudum.
