Neyse ki bunun istisnaları da vardı, çoğunlukla sessizce acı çektiğin ve tüm engellere karşın içindeki sevgi ve iyiliğin birleşik güçleri beni etkilemeyi başardıkları zamanlar da vardı mesela. Bu gerçekten de çok az oluyordu, ama oldukları zamanlar ise muhteşemdi. Mesela seni sıcak ve yaz öğlenleri dükkânda, direseklerini tezgâha dayamış, bitkin bir şekilde başını sallarken gördüğümde ya da pazar günleri yaz sıcağında soluk soluğa koşarak eve geldiğinde ya da bir keresinde annem çok ağır hastalandığında ve seni gözyaşları içinde titreyip sırtını kitap rafına verdiğini gördüğümde, son kez hasta olduğumda ve senin sessizce Ottla’nın odasına gelip bana baktığında ve dalgın bir şekilde bana elini kaldırıp selam verdiğinde... Böylesi zamanlarda arkama yaslanır, mutluluktan ağlardım ve bu satırları yazarken yine ağlıyorum.
annem gibi teslim oluyorum...
" Kalbim sanki son kez attı ve Azrail bana cesaret verdi, annem bana cesaret verdi, ben de tetiğe bastım... "
Sayfa 261 - İndigo Yayınları
Reklam
Kalbim sanki son kez attı ve Azrail bana cesaret verdi, annem bana cesaret verdi, ben de tetiğe bastım.
Sayfa 261 - İndigo YayınlarıKitabı okudu
1887, SELANİK O gün, Mustafa'nın babası Ali Rıza Bey çok sevdiği karısına ilk kez sesini yükseltti. "Zübeyde, Zübeyde! Mahalle mektebine göndermeyelim Mustafa'yı. Verelim çağdaş bir okula, zihni açılsın, ilim fen öğrensin.' Okuma yazma bildiğinden mahallede "molla" diye de anılan ve benim de tanıdığım zaman annem kadar seveceğim
Son kez onların yüzüne baktım. Birbiriyle iç içe oluşlarına, kardeşliklerine ve sevgilerine. Hepsinin gözü benim üzerimdeydi ve son olarak söyleyecek bir şeyler düşündüm. Aklıma birçok şey geldi ama bunu yapmadım. Bir kitapta okumuştum, karakteri insanların ölmeden önce söyledikleri cümlelere takıntılıydı ve hoşuna gidenleri not alıyordu. Benim don kurduğum cümlem, bir yere not edebileceği kadar güzeldi; sadece o karakter için bunu bozmak istemedim. “Annem gibi teslim oluyorum.” Kalbim tohumu için hızlı hızlı attı, kirli kanıyla solmuş yaprakları canlandırmak istedi ama geçmişim de biliyordu ki, hayattan vazgeçtiğimde artık o tohum bir daha yeşermezdi. Gözlerimi yumdum, parmaklarımın ucundaki Azrail’in nefesi soğuk tetiği sanki sıcacık yaptı; tohum çürümeye başladı. Derin bir nefes aldım. Bir an bile düşünmedim, ölecektim. Son bir nefes verdim. Düşündüklerinden kaçtım, ölmek üzereydim. Nefesimi tuttum, Azrail nefesini tuttu. Tohum tamamen çürüdü; son gelecek bir damla kanı bekle de. Kalbim sanki son kez attı ve Azrail bana cesaret verdi, annem bana cesaret verdi, ben de tetiğe bastım.
Ben zaten öyle manken gibi ortalığa çıkmayı pek sevmem. Bütün dikkatler sizin üzerinizde oluyor, insanlar baştan aşağı, dikkatle süzüyorlar gelinle damadı. Gerçi damattan çok geline bakıyorlar Allah’tan. Bilge bütün bunlardan hiç şikâyetçi olmadı. Kızlar gösteri yapmayı seviyorlar. Bir de gelinlik vardı ki üzerin­de, bütün gece o
Reklam
Reklam
194 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.