Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ben zaten öyle manken gibi ortalığa çıkmayı pek sevmem. Bütün dikkatler sizin üzerinizde oluyor, insanlar baştan aşağı, dikkatle süzüyorlar gelinle damadı. Gerçi damattan çok geline bakıyorlar Allah’tan. Bilge bütün bunlardan hiç şikâyetçi olmadı. Kızlar gösteri yapmayı seviyorlar. Bir de gelinlik vardı ki üzerin­de, bütün gece o
Neyse ki bunun istisnaları da vardı, çoğunlukla sessizce acı çektiğin ve tüm engellere karşın içindeki sevgi ve iyiliğin birleşik güçleri beni etkiler sardıkları zamanlar da vardı mesela. Bu gerçekten de çok az oluyordu, ama oldukları zamanlar ise muhteşemdi. Mesela seni sıcak yaz öğlenleri dükkanda, dirseklerini tezgâha dayamış, bitkin bir şekilde başını sallarken gördüğümde ya da pazar günleri yaz sıcağında soluk soluğa koşarak eve geldiğinde ya da bir keresinde annem çok ağır hastalandığında ve seni gözyaşları içinde titreyip sırtını kitap rafına verdiğini gördüğümde, son kez hasta olduğumda ve senin sessizce Ottla'nın odasına gelip bana baktığında ve dalgın bir şekilde bana elini kaldırıp selam verdiğinde. Böylesi zamanlarda arkama yaslanır, mutluluktan ağlardım ve bu satırları yazarken yine ağlıyorum.
Reklam
Bartu, Sevcan'a aşkını ilan ediyor...
Sevcan, merhaba. Bir çocukluk hatıram vasıtasıyla anlatacağım sana meramımı. Fuzuli gevezelik değil, 'anlaşılma kaygısı' olarak telakki et lütfen. İlhan isminde bir çocuk vardı bizim mahallede. Sağır ve dilsizdi. Bu yüzden mahalledeki çocuklar onunla pek içli dışlı olmaz, oyunlarına almaya yanaşmaz ve dahası sürekli rahatsız edip yazmaya
Şimdiki zamanın yapay ışığında, Karla'yla yaşadığı hayat ona bir bulutu, bir göleti anımsatıyor. Karla'yı, geçtiği bir yer, ağır aksak giden bir trenin camından izlediği bir ülke gibi düşünüyor. Duvara yazılan not gecesinde Julián, kaçınılmaz olduğunu düşündüğü ama hiç gerçekleşmeyen bir sahneyi birçok kez gözünde canlandırdı: Karla'yı karşısında
Sayfa 35 - Notos YayınlarıKitabı okudu
Hayır hayır hayır hayır Gökyüzünde bir çapak gibi duruyorken güneş Evlerde oturmak bana göre değil Elimde pergeller, gönyeler, iletkiler Bir gülün hacmini ölçmeye kalktım Yanıldığım kesin Yenildiğim belli değil Hayır hayır hayır hayır Bütün şiirlerimi odanın duvarına astım Ağzım kurudu tükürmekten Ömrümü santimlere böldüm de bir türlü anılarımı
muhteşem,Kötü basılmış bir kitap gibiyim Çamur duygusu veriyorum okuyanaKitabı okuyacak
Sonya ona hızlı bir göz attı. Mutsuz bir insana karşı duyduğu o heyecanlı ilk acıma duygusundan sonra, yeniden korkunç cinayet düşüncesiyle sarsıldı. Raskolnikov’un konuşma tonundaki değişme, ona bir anda cinayeti ve katili hatırlatmıştı. Şaşkınlıkla bakıyordu ona. Bu iş niçin olmuştu, nasıl olmuştu, daha hiçbir şey bilmiyordu. Bu sorular şu anda
Sayfa 514 - 526Kitabı okudu
Reklam
1887, SELANİK O gün, Mustafa'nın babası Ali Rıza Bey çok sevdiği karısına ilk kez sesini yükseltti. "Zübeyde, Zübeyde! Mahalle mektebine göndermeyelim Mustafa'yı. Verelim çağdaş bir okula, zihni açılsın, ilim fen öğrensin.' Okuma yazma bildiğinden mahallede "molla" diye de anılan ve benim de tanıdığım zaman annem kadar seveceğim
Canan Karatay kimdir? Rahmetli kalp hastası annem elinde bir torba ilaçla dolaşırdı. Doktor tavsiyesi sebebiyle: Yumurta yemezdi Kırmızı eti ağzına sürmezdi Tereyağını eve sokmazdı Tehlikeli sinsi düşmanı vardı: Kolesterol! Tetkikler sonucu kolesterol düştü mü evde bayram edilirdi; yüksek çıkınca hüzün yaşanırdı! Sonra düşman kolesterolün ikiye
“Zezé, seni davet etsem kabul eder misin?” Olup biteni anlamaya başlıyordu. Ama yemek yemediğim halde çağrısını kabul etmek istemiyordum. “İçeri girelim. Annem sana bir tabak hazırlar. O kadar çok şey, öyle bol pasta var ki…” Göze alamadım. Son günlerde bazı kimselerce pek hırpalanmıştım; birkaç kez sağdan soldan şu sözleri işitmiştim: ‘Sana kaç kez söyledim, bu sokak süprüntülerini eve doldurma diye! ’
Brutus ve Caesar Konuşması
“Bütün Roma düştüğünü görmek için bekliyor,” dedi Decimus Junius Brutus. Uzaklara dalmış bakışların ve bir hamlede kendilerine dönecek sırtların arasından geçip banyoya doğru yürüyorlardı. “Çakallar kan kokusu almakta ustadır Brutus, ama ne var ki yara almış bir arslanı yakalayacak cesaretleri bile yoktur,” dedi Gaius Julius Caesar, aşağılayıcı
191 öğeden 121 ile 130 arasındakiler gösteriliyor.