Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Rahmetli annem... bana âlemde iki türlü adam olduğunu söylemişti: Çocukluğunda yediği dayakların altında kalıp ezilenler. Onlar hep ezik kalır, derdi rahmetli annem. Çünkü, dayak istendiği gibi içlerindeki şeytanı öldürür. Bir de bu dayaklardan içlerindeki şeytanı öldürmeden, ama korkutup terbiye ederek çıkan talihliler vardır. Onlar da çocukluklarının bu kötü hatırasını unutamazlar hiç, ama -kimseye söyleme bunu demişti annem- Şeytan ile geçinmeyi öğrendikleri için kurnaz olmayı, bilinmeyeni bilmeyi, dost edinmeyi, düşmanını tanımayı, arkalarından dönen dolapları vaktinde sezmeyi ve ben ekleyeyim, nakşetmeyi herkesten iyi becerirler...
YKY
Annem sık sık, "İnsan mutlu olduğu sürece, fakirlik utanılacak bir şey değildir," derdi.
Sayfa 52
Reklam
Ne kadar basit bir cümle gibi duruyor di mi ?
Rahmetli annem on iki yumurta için üç akçe saymak gerektiğini görseydi tavuklar şımarıp kafamıza sıçmadan başka bir diyara kaçalım, derdi...
Annem derdi ki:
……. Ana babaya,akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa, yolcuya, ellerinizin altında bulunanlara iyi davranın; Allah, kendini beğenen ve daima böbürlenip duran kimseyi sevmez. Nisâ 36
Muhammed b. Münkedir (rh.) der ki;
Annem bana “Ey oğul! Çocuklarla şakalaşma ki, onların yanında kıymetin düşmesin” derdi.
Sayfa 94 - Çoçuklara DairKitabı okuyor
Bu analar her nesilde cefakar
Annem beni okutup adam etmek için senelerce türlü mahrumiyetlere katlandı. El dikişi dikti; bekâr çamaşırı yıkadı; türlü hakarete uğradı. Hepsine sabretti: "Mürşit inşallah bir gün adam olursun. Elin ekmek tutar. Garip annene evinde bir köşecik gösterirsin. Baban, beni güldüremedi. İnşallah senin yüzünden gülerim. Bu çektiklerimi unuturum!" derdi. Biçarenin beklediği günler geldi. Ne çare ki kendi onlara yetişemedi. Bin türlü cefa ve mihnet içinde sönüp gitti.
Reklam
Bizim gelin öyledir, derdi annem, doğruyu insanların yüzüne karşı söylemeyi sever. Böylesi dedikodu yapmaktan, dolaylı ve iğneli sözler söylemekten iyidir. Sizinkiler erdemli görünüp saman altından su yürütürler. Kokmuş yumurtalar da hep böylelerinden çıkar. Dıştan bakınca bembeyaz, ama içi burnunuzun direğini kırar!
Sayfa 16 - Ötüken Neşriyat, 41. BasımKitabı okudu
Çocukken düzenli yıkanmadığımda annem derdi ki: Eski sünger gibi kokuyorsun. Uzun zaman bu cümleyi bir şefkat ifadesi sanmışımdır.
Annem sık sık, ''İnsan mutlu olduğu sürece, fakirlik utanılacak bir şey değildir,'' derdi.
O günlerde annem bana sık sık, “Mutlu olduğun sürece fakir olmak utanılacak bir şey değildir,” derdi.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.