Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Bu öyle bir şey ki... Nasıl anlatsam!.. Bu, birbirine benzeyen günlerin içinden ansızın çıkıveren bir rüzgârın her şeyi değiştireceğine inanmak gibi; bu, yağmurun yumuşak yeşilini, çiçeklerin kırılganlığını, baharın kışkırtıcılığını yeniden hissetmek gibi...''
Fakat heyhat! Ansızın gelen felaket insanları en çok ümide sarıldıkları zamanlarda zedelemekten haz alır. Ahmet Cemil o iki ayı Hüseyin Nazmi'nin her yaz ailesiyle gittikleri Erenköyü'ndeki köşkünde geçirmeye hazırlanırken talih kendisi için diğer bir şey hazırlamakla meşguldü: Babası bu sırada vefat etmişti.
Sayfa 33 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çeviri: Ali Faruk Ersöz, 3. BasımKitabı okuyor
Reklam
236 syf.
·
Puan vermedi
José Saramago
José Saramago
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
ÖLÜM BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ KİTAP YORUMU Öncelikle her ne kadar yazım tarzıyla ( noktasız virgülsüz satırlarca yazmak) tanınsa ve çokça olumsuz eleştirilse de, gerek kitaplarının içeriği gerek betimlemelerinin derinliği gerekse konunun içinde sorduğu sorular ve verdiği cevaplarla her zaman beni kendine hayran bırakan yazarlardan biri
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Ölüm Bir Varmış Bir YokmuşJosé Saramago · Kırmızı Kedi Yayınevi · 202011,8bin okunma
“ah şimdi kim inandırabilir bu eski çocuğa aşkın ve dostluğun varlığını bir gün ansızın yiter dostlar ve sevgililer etin ve kemiğin sıcaklığıyla solar sevdalar işte o gün her şey ölür
Arkadaş Zekai Özger
Arkadaş Zekai Özger
"ah şimdi kim inandırabilir bu eski çocuğa aşkın ve dostluğun varlığını bir gün ansızın yiter dostlar ve sevgililer etin ve kemiğin sıcaklığıyla solar sevdalar işte o gün her şey ölür” Arkadaş’ı ölümünün 51. yılında saygıyla, hasretle anıyorum..
Her şey bir önceki gün gibiydi, bir önceki sabah gibi- (Daha önceki gün ve daha önceki gün-ler gibiydi-)
Reklam
Buda ansızın her şeyin boş olduğunu anlayıp "Şimdi her şeyi biliyorum," diyerek esrikliğinden sıyrılmıştı, Septimus Severus ise; "Omnia fui, nihil expedit," demişti: "Her şey idim; hiçbir şeye değmezmiş."
Waldo bende buradayım. Evet senin kadar hırçın değilim, sessizce ağlıyorum. Fakat bu akşam senin sigaranı burada, hemen yanında, karşında ben yakıyorum. Waldo bende buradayım Ne adam vurdum hayatımda, ne de senin gibi sert konuştum. Ama olsun. Seni görmeye, seni bilmeye, senin felsefeni soludum demeye geldim. Adımı, sasımı ve nasılımı hep senden, hep sana dair verdim. Waldo bende burdayım. Burda olmaya çalıştım bir dafe. Ama burda olmaya bilirim, gide bilirim yani. Bunları gizlice ve ansızın bir kağıda yazdım. Sana okumadan ölebilirim, sen ölebilirsin, sana varmayabilirim. Waldo teşekkür ederim. Başka bir şey söyleyemem, görüştüğümüzde anlaşırız. Sen bana kızarsın, belki yüzüme bakmazsın. Bir şiir yazar, yazdırırsın. Yanımdan geçersin, burulursun. Waldo sen kırılmış bir adamsın. İyi geldin, iyi gidiyorsun, fakat yanına kimseyi almadın. Waldo seni sevdim, seviyorum. Ama her zaman burda olmayabilirim. Başka bir vakit görüşmek üzere ve üzre... Yağmur ERDEM (Waldo'ya mektup)
"Yedi şey gelmeden önce hayırlı amelleri işlemede acele edin! Neyi bekliyorsunuz? Her şeyi unutturacak yoksulluğu mu? azdırıp saptıran zenginliğimi? Bedeni ifsad eden hastalığı mı? Bunaklığı getiren ihtiyarlığı mı? Ansızın gelen ölümü mü? Beklenen deccal fitnesini mi? Yoksa kıyameti mi bekliyorsunuz? Oysa onun gelmesi daha dehşetli ve daha acıdır."
136 syf.
·
Puan vermedi
Üzerine düşünebileceğim kısa cümlelerden oluşan bir kitap olduğunu düşünmüştüm ama bu kadar anlaşılması zor olacağını tahmin etmemiştim. Nispeten kolay anlaşılabilir cümleleri bile -muhtemelen çeviriden dolayı- anlayabildiğimi söyleyemem. Kitap uzun olsa büyük ihtimalle yarım bırakırdım veya birkaç sayfa okuyunca hiç başlamamışım gibi kapatıp bir kenara koyardım . Kısa bir kitap olduğu için belki bir cümle bir şey çıkarırım düşüncesiyle okudum açıkçası. Dediğim gibi sorunun yazardan çok çeviriyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Mesela şöyle bir cümle var: "Ansızın kendini kıyıdaki çimenlikte tabloda kıyılar pek belirgin değildi ve her taraf kayıklarla doluydu ayaktayken düşündü." Sanki noktalama işaretleri eksik veya yanlış kullanılmış gibi. Bazı yerlerde, okurken yanlışlıkla bir satırı atladığımızdaki ortaya çıkanlar gibi kopuk cümleler vardı. Son bir ihtimal: Kitapta hiçbir sorun yoktu, sadece anlaşılması zor bir kitaptı ve ben anlayacak seviyede değildim.
Aforizmalar
AforizmalarFranz Kafka · Mavi Çatı Yayınları · 201628,1bin okunma
Reklam
Gündüz, bir hiçim; gece, kendim olurum. Limandaki sokaklarla aramızda hiçbir fark yok; gerçi onlar sokak, ben bir insanım, fakat bütün varlıkların aynı özden vücuda geldiğini düşününce, aramızdaki fark belki de üzerinde durulmayacak kadar küçük. İnsanlarla nesnelerin soyut ve bu nedenle ortak bir yazgısı var -sırların cebri içinde anlamsız bir tanım daha. Ama başka bir şey daha var... Bu ağır, bu boş saatlerde, ruhumun derinliğinden zihnime doğru her varlığa vergi bir hüzün, her şeye sinmiş olan ıstırap yükselir ve bir de tamamen bana ait olan, ama aynı zamanda da dışarıdan gelen, değiştirmeye gücümün yetmediği bir duygu. Ah, düşlerim kaç kez, elle tutulur şeyler gibi dikilmiştir karşıma; gerçekliğin yerini almak değil, kendilerinin de gerçekliğe ne kadar benzediğini bana anlatmaktır dertleri; çünkü onları da reddetmekteyimdir, çünkü onlar ansızın dışarıdaki dünyadan fırlayıvermiştir, sokağın öbür başından birden çıkıveren tren gibi ya da gece vakti kim bilir ne anlatan, ansızın patlayıvermiş bir fıskiye, bir Arap yalellisini hatırlatan, biten günün tekdüzeliğinden koparak yükselen çığırtkanın sesi gibi.
Korku ve karanlık karışımı güçlü bir dalganın kalbimin üzerine gelip kapandığını hissettim; ansızın yine her şey karşımda belirdi, ansızın varlığımın alabildiğine derinliklerinde çaresizlik ve yazgının yeniden sesini yükselttiğini duydum.
Sayfa 184 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Atlas aldı sözü: "Dünyanın altında böyle iki büklüm dururken, insanların bütün sorunları gelir kulağıma, onlar kendi paylarına düşeni sorguladıkça, her şeyin boş olduğunu daha çok anlarım. Yarına plan yaparlar, geceleyin ölüverirler. Doğuran bir kadının acılı iniltilerini işitirim, çocuğu ölü doğmuştur. Tutsak edilmiş bir adamın içine düştüğü dehşeti duyarım, derken ansızın salıverilir. Mallarıyla kıyıdan evine dönen gezgin tüccarın başına gelenleri öğrenirim, haydutlar üzerine çullanıp varını yoğunu almışlardır. Neden diye bir şey yok. Sadece tanrıların iradesi ve insanın yazgısı var."
Genç kız: " Ben de, ben de bu bahçe gibi çürüyeceğim;" dedi; günün birinde farkına varmaksızın ben de ansızın bir tabaka kuru yaprak yığını altında görülmez olacağım! Bir gün, mevsim ne çabuk geçti der gibi gençliğim de çabuk geçti, gitti diyeceğim! Ve her şey olup bitecek! Evet! Her şey olup bitecek, fakat bu bahçe, kim bilir daha kaç defa dirilecek, kaç defa gençleşip pişecek, serilip serpilecek!
Sayfa 118 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.