"Gül Yetiştiren Adam'dı o.
Hastalar ve Işıklar ile Denize Açılan Kapı'da,
Toz ve Hışırtı içindeki Kör Pencereler'den
bakıp Kuyu'ya düştüğü zamanlarda bile
Ansızın Yola Çıkmak dürtüsüyle Çözülme gösterip Çarpılmışlar'a dönenlere inat Çok Sesli Bir Ölüm'ü seslendirdi. Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler ve teşebbüslerde bulundu defalarca. Yine Müslümanca Yaşamak üstüne fikirler üretti
durdu. Kafa Karıştıran Kelimeler'den müteşekkil Yaşadığımız Günler'e inat Ben ve Hayat ve Ölüm sac ayağında İpin Ucu'na sıkı, sımsıkı tutundu. Acemi Yolcu ile Eşikte Duran İnsan için Yeniden İnanmak temalı Yüzler'ce İmge Gerçeklik ortaya koydu. Yeni Dünya Düzeninin Sefaletini bahane ederek Aşkın Diyalektiği'ne akıl sır erdiremeyen kalbi karışıklar için İki Dünya Arasında haklı ve geçerli Düşünsel Duruş sergiledi. Kimi Çapraz İlişkiler kimi Kent İlişkileri fırsat bilip Ruhun Malzemeleri'ni yadsıyan dahası Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı sorusuyla Köpekçe Düşünceler devşirenler için Red Yazıları kaleme aldı.
Tüm bu çabaları onu bir Bir Gülistan Mimarı olarak adlandırmamızı zorunlu kıldı..."