Tarihselcilik ve Hermenötik
Kur’an-ı Kerîm’in tarihselliğini kabul edenlerin
ayetlerin tefsîrinde kullandıkları “hermenötik yakla-
şım” da tıpkı tarihselcilik gibi Batı uygarlığına aittir.
Kökleri, Eski Yunan’a uzanır. Kelime olarak, ifade
etmek, çevirmek, yorumlamak gibi manalara gelir.
Fakat hermenötik, yabancı birinin metnini anlaşılır
kılmak gayreti olduğundan ifade etmek ve yorumla-
mak diye anlaşılması daha doğrudur.
Antik Yunan’da hermenötik, her şekle girebilen
tanrı Hermes’in etkinliğidir. O, bu etkinliğiyle tan-
rıların dilini ölümlülerin anlayabileceği kalıplara ak-
tarır. Fakat bu aktarma bir tercüme değildir. Mücer-
redi müşahhaslaştırma ameliyesidir.36 Gadamer’in,
‘başka bir dünyaya ait anlam bağlamını o an içinde
yaşanılan dünyaya aktarma/çevirme’ olarak tanımla-
dığı hermenötik etkinlik 37, Antik Yunan bağlamında
düşünüldüğünde, Gadamer’in ‘başka dünya’ dediği
âlem, Yunan mitolojisinde tanrıların dünyası olarak
karşımıza çıkar. Hermenötik yaparak/yorumlayarak
başka dünyalar, çağdaş insanların diline taşınır.