Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Benim hastalığım, yirmi yıl içinde bütün kasabada tek bir akıllı adam bulabilmemdir. Ama o da bir deli!
- İnsanın huzuru ve memnuniyeti dışarıda değil, içindedir. - Nasıl yani? - Sıradan bir insan iyiyi ya da kötüyü dışarıdan, yani bir atlı arabadan ya da bir çalışma odasından bekler. Düşünen bir insan ise kendinde bulur.
Reklam
- Beni neden burada tutuyorsunuz? - Hasta olduğunuz için. - Evet, hastayım. Ancak siz de biliyorsunuz ki onlarca, hatta yüzlerce deli özgürce dışarıda dolaşıyor, çünkü cehaletiniz yüzünden onları sağlıklı olanlardan ayırt edemiyorsunuz.
68 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kime Göre Akıl Hastası?
Çehovun derin anlamlar içeren kısa öykülerin den biri
Anton Çehov
Anton Çehov
Kitapta bir doktor ve akıl hastasının felsefi tartışması konu ediliyor. ( Kime göre akıl hastası? ) @
Altıncı Koğuş
Altıncı Koğuş
Kitapta sorgulayanlar'ın ve düşünme gücüne sahip olanların toplum içerisinde dışlandığını, sorgulamayıp, düşünme gücüne sahip olmayanların toplum denen sürü ile kolayca anlaşabileceği bariz bir şekilde anlatılıyor. Ama bu düşünemeyen kesimin yaşantısı ise bildiğimiz bir ottan farkı olmuyor. Bu kupkuru yaşam içinde bi o yana bi bu yana sallanıp gidiyorlar. Zaten bu kesim fazla düşünmeye ve kafa yormaya başladığında da kitabın sonunda olan başlarına geliyor. Kitabı okuduktan sonra tekrardan emin oldum ki "Sürü ile hareket edersen sadece kıç görürsün" Sadece bir defa okumakla sınırlı kalmayacağım öykülerden biri. Keşke beyaz perdeye uyarlanmış Türkçe altyazılı bir halini bulup izleyebilsem...
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202269,5bin okunma
Ne derler, okumak ışıktır, cehaletse karanlık...
Sayfa 4 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Hayatımın yasını tutuyorum. Mutsuzum.
Reklam
Bakın, şu bizim öğretmenlerin hayatı üstüne bir oyun yazıp sahnede oynamak çok ilginç olurdu! Güç bir hayat bu, çok güç!
NBC'nin 'Kasaba' Filminden bir sahneyi hatirlatti
SORİN - Nasıl söylemeli bilmem, ama başka nedenler de var. anlaşılmayacak bir şey değil; aklı başında genç bir adam, burada, bu ıssız köy hayatını yaşıyor. Ne parası, ne toplumda bir yeri, ne geleceği var. Belli başlı bir işi yok. Başı boşluğundan utanıyor ve korkuyor. Çok severim onu, o da bana bağlıdır. ama yine de, ne de olsa, yerinin burası olmadığını biliyor, başkalarının merhametiyle yaşayan bir besleme, bir asalak gibi hissediyor kendini. Şaşacak bir şey yok bunda, gururlu bir insan. ARKADİNA - Beni çok tasalandırıyor... (Düşünceli.) Bir işe mi girmeli acaba?
TRİGORİN - Not alıyorum... Bir konu geldi de aklıma... (Defteri cebine koyar.) Küçük bir hikâye konusu. Çocukluğundan beri göl kıyısında yaşayan bir genç kız var, sizin gibi biri; tıpkı bir martı gibi seviyor bu gölü ve bir martı gibi de mutlu ve özgür. Günün birinde bir adam geliyor oraya, kızı görüyor ve yapacak başka bir işi olmadığından yazık ediyor kıza, tıpkı bu martı gibi...
NİNA (Yalnız.) - Ünlü bir aktristin hem de böyle saçma bir nedenle gözyaşı döktüğünü görmek ne tuhaf! Yığınların hayran olduğu, her gün gazetelerde kendisinden söz edilen, fotoğrafları satılan, yapıtları yabancı dillere çevrilen bir yazarın da bütün gününü olta başında tüketip iki tatlı su kefali yakaladığında sevinmesi de garip değil mi? Ben bu ünlü kişilerin gururlu, yanlarına varılmaz kişiler olduklarını, kalabalıkları hor gördüklerini sanırdım. Soy sop tanınmışlığını, zenginliği her şeyden çok önemseyen sıradan insanlardan, ünleri ve adlarının göz kamaştırıcılığıyla bir çeşit öç aldıklarını düşünürdüm. Oysa onlar da ağlıyorlar, balık tutuyorlar, kâğıt oynuyorlar, herkes gibi gülüyor, öfkeleniyorlar.
Reklam
Eğer bir gün hayatım sana lazım olursa gel al onu.
ARKADİNA - Gördünüz mü cancağızım... Neden ama? Ben çalışıyorum, hayatı duyarak yaşıyorum, her an hareketteyim, siz ise yerinizden kımıldamıyor, yaşamıyorsunuz... Sonra, bir de kuralım vardır benim: İleriye bakmamak... Ne yaşlılığı, ne de ölümü getiririm aklıma... Her şey olacağına varır. MÂŞA - Benim içimdeyse, sanki çok, çok eskiden doğmuşum gibi bir duygu var... Hayatımı, bitmez tükenmez kuyruğu olan bir elbise gibi sürüklüyorum sırtımda... Çoğu kez de hiçbir yaşama isteği olmuyor içimde. (Oturur.) Tabii, saçma bütün bunlar. Silkinip canlanmam gerek.
Hayatımı, bitmez tükenmez kuyruğu olan bir elbise gibi sürüklüyorum sırtımda.
Hayatı olduğu ya da olması gerektiği gibi değil, hayalimizde canlandırdığımız gibi betimlemek gerek.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.