Hanife

304 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 11 days
!!SPOILER İÇERİR!!
Açıkçası ilk bölümü okurken kitap çok yavan geldi. Adamın üstünkörü yazılmış duyguları, kendini sürekli haklı görmesi, her şeyi hep kendiyle ilgili sanması, insanlardan tiksinmesi, adamın kız dışında beyninde hiçbir düşünce olmaması midemi bulandırdı. Cümleler de çok basitti. Ancak ikinci bölümle birlikte yazarla tanıştık. Kızın yaratıcılığı, hayatı sevmesi, insanları önemsemesi( kendini kaçıran hasta biriyle bile empati kuracak kadar), ailesi, GP'yi düşünmesi, yalnızlıktan delireceği anlar.... Kendini Clegg'den üstün görmesi, ve bunun kendini beğenmişlik olduğunu düşünüp özeleştiri yaptığı yerler... Çok beğendim. Hepsi çok duru cümlelerdi. Hiçbir aracı olmaksızın kızın beyninden direkt bana ulaşıyor gibiydi. Onun hayatta kalma isteğine kalbimi bıraktım. Üçüncü bölümle Clegg'in iğrenç hastalıklı zihniyetini anladık. Asla yardım çağırmayacak, "sevdiği" ile ölemeyecek( ki bunu planlarken kendini aklıyordu) kadar korkaktı. Kız öldüğü gibi önce kendini acındırıp sonra da anında başka bir kızı takip etmeye, koleksiyonunun yeni parçası için planlar yapmaya başlamıştı bile. Ve bu son bölümde ciddi anlamda içim ürperdi.
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20248.4k okunma
Reklam
90 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
İdam. Başkasının yaşama, pişman olup düzelme hakkını, hayatını elinden alan o iğrenç ceza. Ceza mı sahiden, sonrası yokken? Caydırıcı mı? Suçu işleyecek psikolojiye sahip birini durdurabilir mi? Peki suç oranları nasıl düşecek? Suçu işlemeye sebep olan etkenleri ortadan kaldırarak belki. Fakirlik, eğitimsizlik, eşitsizlik, yolsuzluklar, dini alet etme, şiddeti normalleştirme.. Hugo da önsözünde bunları vurguluyor. İnsan hayatının öneminden bahsediyor. Kokuşmuşluğu, toplumsal hayatı, dönemin kafa yapısını çok güzel anlatıyor. Bir idam mahkumunun son günü o kadar normal ki. İnsanı heyecanlandıran, meraklandıran, ani duygu değişimlerine sebep olacak olaylar yok. Hapiste idam edilmeyi bekleyen biri, hapsolmuş biri neleri görebilirse, nelere tanık olabilirse onlar var bu kitapta. Bu bize normal gelen her görüntü, her an onun için hafızasına kazımak istediği hayatının son saatleriydi. Sonuna yaklaştığı hayatıydı. O yüzden her bir an, her bir detay çok önemliydi. Son nefesini verirken yanında götürebilecek gibi sarılıyordu o anlara. O yüzden bazen detaylı tasvirlerde kaybolsam da bu anların mahkum için önemini düşünüp mantıklı buldum.
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023121.3k okunma
626 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 31 days
C. Bronte 19. yüzyıl başlarında bir papazın kızı olarak dünyaya gelmiş. Sanırım bunun da etkisiyle Jane'in benzer ortamlarda geçen, o dönemin yaşantısını çok güzel, bize dönemin şartları hakkında bilgi verecek şekilde aktarmış. Bir kadın neyi yapabilir? Neyi yaparsa ayıplanır, abes kaçar? Hangi işlerde çalışabilir? Dışarıda tek başına iş
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 201831.5k okunma

Reader Follow Recommendations

See All
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 69 days
Bir insan bile isteye, tiksineceği bir şeyi neden yaratır?
Frankenstein'ın çektiği acılar, çırpınışlar, vicdan azabı ve hasta olduğu bölümler çok gerçekçiydi. Yaratığın (bir adının bile olmaması çok acı) doğumu, etrafta amaçsızca dolaşması, yaşadığı kulübe... Onun her şeyi öğrenmesi sağlayan aile, onu insan yapan aile aynı zamanda da onun bir yaratığa bir şeytana dönüşmesinin yolunu açtı. Hepimizin içinde var olan iyilik ve kötülük salt değil aslında anlık beliriyor. Ancak yaratık o kadar karanlık bir dünyada yaşıyor ki iyiliğin açığa çıkması imkansız. Düşmanını üzen ve yapabildiği, etrafına etki eden öldürmek eylemi, onun için vicdanını etkileyen bir eylem değil, başarı göstergesi. Kitap çok düşündürücüydü, çok beğendim.
Frankenstein Ya Da Modern Prometheus
Frankenstein Ya Da Modern PrometheusMary Shelley · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202014.1k okunma
234 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 5 days
Kamelyalı Kadın, Marguerite
19. yüzyıl Paris'inde geçen bu hüzünlü ama realist aşk romanında Kamelyalı Kadın yani Marguerite bir hayat kadınıdır. Zengin orta yaşlı erkeklerin metresi, gençlerin sevgilisi hatta yaşlılardan birinin de kızı olarak yaşamını sürdürür. Genç Armand ile tanıştıklarında ikisinin de hayatı değişir ve biz de bunları bir dostun ağzından dinleriz. Aradan geçen 200 yıla rağmen o dönemde hayat kadınları günümüze göre daha fazla özgürlermiş, daha çok haklara sahiplermiş gibi düşünmeme sebep oldu kitap. Sosyal ortamlarda, insanların arasında rahatlıkla yer alabiliyorlarmış. Ayrıca yaşadıkları aşk o zamanın hatta günümüzün geneline bakıldığında standartların çok dışında. Erkek çoğunlukla kibar, özel hayatına saygı duymaya çalışan, sevdiği kadını olduğu gibi kabul etmeye çalışan ona olan sevgisini de dışa vurmakta sakınca görmeyen kısacası maço olmayan bir erkek denebilir. Kadın son sözü söyleyen, erkeğin korumasına ihtiyaç duymayan, aşık olduğu andan itibaren onun parasını kabul etmeyen, inatçı bir kadın. Yani günümüze göre bile statü farkı, cinsiyet rolleri gibi kalıpların dışında bir eser. Ayrıca çok akıcı. Yer tasvirlerinden, uzun betimlemelerden çok karakterlerin duyguları, karakter gelişimleri üzerinde duruyor. Sevdimmm.
Kamelyalı Kadın
Kamelyalı KadınAlexandre Dumas (fils) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201917.8k okunma