b nisan

b nisan
@apriloid
15 Le succés n’etait pas son but; son but etait la foi. -Romain Rolland
10. Sınıf, IBDP
İstanbul
25 March
9 reader point
Joined on October 2020
Sabitlenmiş gönderi
This state of affairs is very satisfactory from a philosophical point of view, as implying an increasing recognition of the part played by the observer in himself introducing the regularities that appear in his observations, and a lack of arbitrariness in the ways of nature, but it makes things less easy for the learner of physics.
Reklam
b nisan

b nisan

, started reading a book
Anka'nın Sonbaharı
Anka'nın SonbaharıAli Akyıldız
8/10 · 4 reads
b nisan tekrar paylaştı.
En iyisi düşünmemekti. Kaçmaktı. Kendi içime kaçmak. Fakat bir içim var mıydı? Hayta ben var mıydım? Ben dediğim şey, bir yığın ihtiyaç, azap ve korku idi.’

Reader Follow Recommendations

See All
b nisan tekrar paylaştı.
Kendime gelemiyorum bir türlü, kendime gelemiyorum!
Sayfa 89 - İş Bankası Kültür yayınlarıKitabı okudu
b nisan tekrar paylaştı.
İnsan susarak da yalan söyleyebilir.
Reklam
Göz bebeklerinin kontrolsüz hareketlerini hissedebiliyordu. Onları örttü. Zihninden birkaç dakikalık izin istedi. Fiziksel duyuları ancak bu “izin” dakikalarında etkinleşirdi. Başının ağrıdığının o ana farkında değildi mesela. Düşüncelerin, fikirlerin, isteklerin ard arda birer vagon gibi dizildiğini hayal ederdi. Zihninin kıvrımlarını
yeni başlayan hafif yağmur suyun tüylerini diken diken ediyordu.
Demek ki insanlar birbirlerine ancak muayyen bir hadde kadar yaklaşabiliyorlar ve ondan sonra, daha fazla sokulmak için atılan her adım daha çok uzaklaştırıyor.
Sayfa 120Kitabı okudu
“Bekle! Hayır!” Aniden köklenen fren, lastiklerin çığlıkları ve sonrasında hükümdarlığı saniyeler süren mutlak sessizlik… O şömine ateşini izlemek, annesini kızdırdığında can dostunu sonuna kadar savunmak, üniversiteye başladığında yeni evine onu da almak… Ağlamak, gülmek, sadece bakışmak… Güvenmek… demek ki anıların “film şeridi gibi” gözünün
Buz gibidir Berfu Gölü’nüm kenarı
Yaprakların hışırtısı, suyun hafif hareketleri, köpeğimin homurtuları… Başka hiçbir ses yok gölün kenarında. Ahşap oltamın başı dayandığı kayanın dibinde yerde, gövdesi ise göğe yükseliyor, yavaşça kıvrılan ucundan ince misina sarkıyor suyun içine. Olta o kadar uzun süredir hareketsiz ki ipin ucundaki yem ne haldedir acaba, suyun içinde dura dura
Reklam
Alışmak, ölümün en küçük ama en sürekli ve en tehlikeli bir parçasıdır
Dostlukda olsun, sevide olsun “kendini saklayan” bir şey bulur mu, bulamaz mı bilmem… Bildiğim şu ki: Kendini bir şeye saklayan, o şeyi bulduğu zaman. Kendini bulacak mıdır acaba!
Söylenmedik söz kalmamıştır. Buna inanabilirim. Bütün söylenmiş sözler duyulmuştur. Buna inanmam.
"Gitmek istemiyorum ki..." "Bu yeterli degil! Artik hiç istemiyorsun. Gitmeni baskalar istiyor, bu duruma ses cikarmaman suç. Tiksindigin bir seye teslim oluyor, hayatini feda ediyorsun. Hayatini neden inandigin bir sey ugruna feda etmiyorsun ki? Kanini kendi düsüncelerin için feda etmek; bu güzel! Ama sana yabanci seyler için feda etmek neden? Ferdinand, sunu sakin aklindan cikarma, sen özgür olmay yeterince istersen karsindakiler ancak kötü kalpli deliler olarak kalirlar! Ancak yeterince istemez ve ele geçirilirsen deli sen olursun. Bana hep derdin ki..." "Evet, dedim, hepsini dedim, kendimi cesaretlendirmek için sürekli saçmaladim. Büyük laflar ettim. Karank ormanda korktuklari icin sarki söyleyen cocuklar gibiydim. Hepsi yalandi,
- Efendi, dedi, nereye gittiğimi ne sorarsın? Geldiğim yeri sana söyledim. Yetmez mi?
“Sadece yazmak istiyorum. Kendi kendime konuşmak yerine yazmak…”
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.