Neydik, ne olduk, nereye gidiyoruz?
İşe veya okula gitmekle geçen birbirinin aynı günler...
Hep aynı çemberin etrafında dönüp duruyoruz.
Ömür dediğimiz son derece kıymetli ve kısa olan bu yolculukta hayallerimiz sadece uzak birer fanteziden ibaret. Bizlere, dünyaya geldiğimiz andan itibaren hayatın gerçekleri adında kocaman zehirli bir yalanı
Hepimiz aptalız!
Hemde her zaman. Sadece her gün farklı türden aptalız.
Sanıyoruz ki bugün aptal değiliz, dersimizi aldık. Dün aptaldım bu sabah değilim, ertesi gün anlıyoruz ki, evet o gün de aptaldık...
Son yıllarda niçin dindarlar gittikçe çoğalıyor? Hiç düşündünüz mü bunu? Otuz kırk yıl önce dindarlar bu denli çok değildi. Peki ne oldu da dindarlar artıyor ve dindarlıkları koyulaşıyor? Çünkü insanlar gittikçe daha çok suç bataklığına daldılar. Hiçkimse başkasına suçlu olduğunu söylemez ama kendisi bilir suçluluğunu. Nasıl kurtulacak suçunun günahından? Ancak Tanrı'nın bağışlamasına sığınarak.. İşte dindarların gittikçe artmasının ve dindarlığın gittikçe koyulaşmasının nedeni budur; suçluluğun artması..