Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fırtına yaklaşırken aptallar duvar, akıllılar değirmen inşa eder.
Reklam
İngiltere, güneşin altındaki en sınıfsal ülke. Büyük ölçüde yaşlılar ve aptallar tarafından yönetilen bir züppelik ve ayrıcalık ülkesidir.
"Üstelik her yeni gün kanaatlerimizin ne derece aldatıcı olduğunu bize gösterir. Yani mutluluğumuz aslında hiç de sağlam temeller üzerine inşa edilmemektedir. Kaderimiz için de aynı şey geçerlidir. Zeki bir adam bunu bilir ve bu yüzden de umursamaz. Ancak aptallar mutlu oldukları için sevinirler!"
" Koskoca dünyada, yalnızca bir milyon tane gerçekten kötü adam var. Büyük güç sahibi olanlar ile zengin olanlar, yani kararları uygulanan bir milyon kişi. Sayıları on milyon olan a**** adamlar ise kötü adamların aldıkları kararları uygulamaya çalışan asker ve polislerden ibaret. Onlar, on iki anahtar ülke ile diğer yirmi ülkenin ordusu ve polis güçleri. Toplamda gerçek bir güce ya da yaptırıma sahip olmayan on milyon kişi var. Genellikle cesur insanlar olduklarına şüphe yok fakat aynı zamanda aptallar, çünkü hayatlarını onları satrançta birer piyonmuş gibi kullanan hükümet uğruna vermeye hazırlar. Oysa uzun vadede o hükümetler, onları her zaman hayal kırıklığına uğratıp bir başına bırakıyor. Ülkeler, savaş kahramanlarını görmezden geldiği kadar kimseye görmezden gelmemiştir. " " Yüz milyon korkağa gelince, onlar da kötü adamların bildiğini okumasına izin vererek başlarını diğer yana çeviren bürokratlar ve memurlar. Onlar bu bölümün başı,şu komitenin sekreteri ya da diğer kuruluşun başkanı. Müdürler, yetkililer, belediye başkanları, mahkeme görevlileri. Kanunları uyguladıklarını ya da sadece işlerini yaptıklarını ve bunu yapmazlarsa bir başkasının nasılsa yapacağını söyleyerek kendilerini savunurlar. Onlar neler olup bittiğini bilen ama bundan asla bahsetmeyen, bir adamı idam mangasının önüne götüren kağıdı imzalayan ya da bir milyon insanı aç bırakarak yavaş bir ölüme mahkum eden yüz milyon korkaktır. "
Demokratik eşitliğin yanlışlığı konusunda ısrarcı olmak gereksizdir. Ne var ki demokratik eşitliğin başarısı kaydadeğer şekilde uzun sürmüştür. İnsanlık böyle bir inancı nasıl olur da bu kadar uzun süre kabullendi? Demokratik öğreti bedenimizin ve bilincimizin yapısını dikkate almaz. Birey gibi somut bir gerçeğe uygulanamaz. İnsanlık böyle bir inancı nasıl oldu da bu kadar uzun süre kabullendi? ... Zihinsel engelli veya dahi biri yasada eşit olmamalıdır. Aptallar, akılsızlar ,dağıtmışlar, dikkatsizler ve çaba göstermeyenler yüksek eğitimi hak etmezler. Onlara, tam gelişmiş bireyler gibi seçim hakkı vermek saçmadır. Cinsiyetler eşit değildir. Tüm bu eşitsizlikleri hiçe saymak çok tehlikelidir. Demokratik ilke elitlerin gelişimine karşı gelerek medeniyetin çöküşüne katkı sağlamıştır. Öte yandan bireysel eşitsizliklere saygı duyulmalıdır.
Sayfa 248 - Zeplin YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Aptallar cennetinde mutlu olmayı beceremediğim için mi kınanacağım,benden uzak olsun öyle böylesi mutluluk.
... , insanlar arasında yapabileceğimiz en iyi ayrım onları zekiler ve aptallar diye ayırmak değil, zekiler ve aşırı zekiler diye ayırmaktır, aptallarla ne istersek yaparız, zekiler karşısında en iyi çözüm onları hizmetimize almak olur, aşırı zekilere gelince, onlar bizim tarafımızda olsalar bile özünde tehlikelidirler, bu tehlikeden kaçınamazlar, işin en tuhaf yanı, ne yaparlarsa yapsınlar sürekli olarak onlara karşı dikkatli olmamız konusunda bizi uyarırlar, ama genellikle uyarılara dikkat etmeyiz ve sonra sonuçlara katlanmak zorunda kalırız
Sayfa 191Kitabı okudu
Her akıllı insan hayatın güzel bir şey olduğunu, amacının da mutlu olmak olduğunu bilir. Ama sonra yalnızca aptallar mutlu olur. Nasıl izah edeceğiz bunu?
•Hasan-ı Basri (rh) şöyle derdi: "Alimlerin ilmini ve hâkimlerin hikmetini toplayıp, doğru yolda aptallar gibi yürüme!"
Reklam
Düz düşünenler çeşit çeşittir -iyiler ve kötüler, akıllılar ve aptallar, dürüstler ve dürüst olmayanlar vb... Bu tipler aynı noktaya takılıp kalırlar, bu noktadan onları ayırmanız ağzınızla kuş tutsanız mümkün değildir: J'y suis et j'y reste¹... diyen bizim Mac-Mahonlarımızdır. ¹. Oturdum bir kere, kalkmam!
Sayfa 854 - Yapı Kredi Yayınları
Baltasar Gracián, Akıllı Yaşama Sanatı’nda ihtiyatlı davranmanın nasıl incelikle yapılması gerektiğini şöyle anlatır: “Aptallar kapıdan içeri hızla dalar; çünkü budalalık her zaman kabak gibi ortadadır. Onları her türlü önlemden azade kılan aynı basitlik, çuvallama halinde her türlü utanmadan da mahrum eder. Fakat sağduyu, kapıdan her zaman ihtiyatla girer. Onun öncüleri tedbir ve dikkattir. Siz tehlikesiz bir şekilde ilerleyesiniz diye, onlar önden girip içeriyi kolaçan eder. İleriye doğru atılan her düşüncesiz adım, ancak tedbir sayesinde tehlikeden arınmış olacaktır. Ancak bazı durumlarda şans da yardımınıza koşabilir. Şüphelendiğiniz yerde tedbirli adım atın. Tedbirler mekânı kollarken, bilgelik daima dikkatle ileriye doğru adım atar. Bugünlerde insan ilişkilerinde beklenmeyen uçurumlarla karşılaşmak mümkün olduğu için, her adımı dikkatle atmak gerekir.”
Artık aptallar seni dışlayacak ve sürgündeymişsin gibi gelecek. Alışacaksın.
‘ Bir mektup diyeceğini yalnız yazıyla demez . Mektup tıpkı kitap gibi koklayarak , dokunarak , elleyerek de okunur . Bu yüzden akıllı olanlar , oku bakalım , mektup ne diyor , derler . Aptallar da , oku bakalım , ne yazıyor , derler . “
"Ama Eren, askerlerin görev başında oldukları zamanlar, en kötü zamanlardır. sadece yemek yemeye yarayan işe yaramaz aptallar yerine konduğumuz zaman, herkes barış içinde yaşayabiliyor."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.