"Büyük insanlar tıpkı büyük imparatorluklar gibi, tarihte iz bırakır."
"Herif, şaşırdığımı anlamış olmalı ki, 32 dişini piyano tuşları gibi parlatarak gülmeye başladı. Ben, gülümsemeden kahkahaya kadar insanların neşelenme şekillerinin hepsini severim. Ne çare ki, çöl sivrisineğine benzeyen bu maskaranın gülüşü, ihtiyar bir mandanın sinirlerini bile harap edecek kadar pisti, yapışkan ve küstahtı."
Sayfa 6 - İthaki Yayınları
Çöl Kraliçesi Gertrude Bell
Hatta bugünküne çok benzeyen “haberci”, “arkeolog”, “gezgin” maskeli ajanlar da bu topraklardaydı. En ünlüsü Lavvrence’tır. Ama asıl onun hocası Gertrude Bell, geçen yüzyılın ilk kadın casuslarından biridir. Bell, Osmanlı imparatorluğu toprakları içinden bir Irak çıkaran ekibin içinde en etkili olandı. Irak’ın başına Prens Faysal’ın geçirilmesini teklif eden oydu. İsrail devletinin Filistin topraklarına yerleştirilmesi çalışmalarına katkı sağlayan da.
Sayfa 148 - 1. Basım Kasım 2016 Remzi KitabeviKitabı okudu
Mezepotamyanın denetimini yerel halka bırakmak, hem A.T. Wilson hem de Gertrude için söz konusu bile edilemezdi. Mutlak gücü Araplara vermek demek, dizginleri binicisiz bir ata bırakmak demekti. Wilson yeni ülkenin bir Britanya yüksek Komiseri başkanlığında, Arap bakanlardan oluşan bir kabineyle ama İngiliz danışmanların gözetiminde yönetilmesini öneriyordu; Gertrude onunla aynı fikirdeydi.
Sayfa 299Kitabı okudu
Evlenip bir çocuk doğurma şansını kaçırmış olabilirdi, ama Irak'ı o döllemiş, doğmasını o sağlamıştı. Bu çocuğu en iyi ingiliz yönetimleriyle büyütecekti; Britanyalı bir yüksek komiser babası, İngiliz danışmanlar onun dadısı, kendisi de onun annesi olacaktı. Karşılığında da Mezopotamya'nın her hayırlı evlat gibi emeklerini boşa çıkarmamasını, büyüklerine minnet ve sadakat göstermesini bekliyordu. Hindistan'a ulaşan karayolunun güvenliğini sağlamak; bütün tarımsal, arkeolojik zenginliklerini ve tabii petrolünü ana babasına, yani Britanya'ya sunmak
Sayfa 299Kitabı okudu
Faysal'ın imzasını taşıyan bu mektup düşmanca duyguların, acılı yazgıların parçaladığı bir tarihten kopan, küçük bir parça oldu.
"Araplarla Yahudilerin iki akraba ırk olduğuna inanıyoruz... Bizden daha güçlü olanların yumruğu altında benzer acılar çektik... Biz Arapların, özellikler eğitimli olanlarımızın yüreği Siyonist hareketten yana atmaktadır... Yahudilere tüm içtenliğimizle "Hoş geldin" diyoruz. Ne yazık ki her iki tarafın lideri kadar bilgili ve sorumlu olmayanlar, bir Arap-Siyonist işbirliğinin gerekliliğini anlayamamakta ve bu tasarıyı engellemek için, gelişmelerin ilk aşamasında Filistin'de çıkması doğal olan yerel sorunları öne sürmekteler. "
Sayfa 312Kitabı okudu