"Nasıl taşınır bu kadar ağır yaşama yükü, ölene ka­dar?"
Sayfa 290 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
İnsan olmanın gereği olsa gerek, başa gelmeden pek çok şey bizler için anlam ifade etmez.
Reklam
Merkez-i Umumî içinde, değişmeyen bir çekirdek gruptan söz edilmiştir. Bu küçük grup içinde Talat Bey (Paşa), Dr. Nazım, Midhat Sükrü, Hacı Adil, Ziya Gökalp, Dr. Bahattin Şakir, Dr. Rüsuhî, Kara Kemal Beyler dikkati çekiyor.
Devrimciler, kurtuluş programlarını gerçekleştirmek amacıyla giriştikleri mücadele, sırasında ortaya çıkabilecek olan taktik durumlarının hepsini önceden göremezler. Bir devrimcinin gerçek yetenekleri, her değişen duruma göre uygun dvrimci taktikler bulabilmek konusundaki kabiliyeti ile ölçülür. Devrimci bir programın belirli bir seçim sürecinden
"Bende ilk sarsıntı Kubilay'ın kişiliğinde kafamızın kesilmesiyle başlar. Esrarkeş Derviş Mehmet'in yeşil bayraklı gönderine geçirilen kafamız, Menemen Camisi'nin avlusunda yatan gövdemize bakakalmıştır. Ben bu şaşkınlığı son yıllara kadar üstümden atamadım."
Sayfa 152 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Sirkadiyen Ritim
Söz konusu uyku düzenimiz olunca, "biyolojik saat" ve "sirkadiyen ritim" meselelerine bir açıklık getirmemiz gerekmektedir. Peki, nedir bu kavramlar ve tam olarak ne iş yaparlar? Aslında doğanın saate ihtiyacı yoktur. Hiçbir kuş sabah ötmek için alarm kurmak zorunda değildir. Hiçbir kedi saate bakıp "eyvah geç olmuş, yatsam iyi olacak" demez. Bitkiler ve birtakım mikroorganizmalar da dâhil olmak üzere, hemen hemen tüm canlıların "biyolojik saať"leri vardır. Biyolojik saat, beyninizin ortalarında suprakiazmatik çekirdek denen bir bölgede bulunur. Bu yapı, sizin biyolojik ritminizin belirlenmesinden sorumludur. Zira bu bölgesine zarar verilen hayvanların uyku-uyanıklık döngüsünün bozulduğu gösterilmiştir. Normalde "biyolojik saat", dış faktörler olmasa bile kendi ritmini belirleyebilir. Bu ritme de sirkadiyen ritim denir. Bu ritim insanda yaklaşık yirmi dört-yirmi beş saatlik bir uyku/uyanıklık döngüsüne karşılık gelir ve sabittir. Yani bir insanı zamana ve dış ortama dair hiçbir ipucu olmayacak bir yere koysanız bile "sirkadiyen ritim" kendini korumaktadır. Işık, gürültü, sıcaklık gibi dış faktörler ise "biyolojik saatin" kendisini ayarlamasına yardımcı olur.
"Kendimizi aldatmaya başladık mı, çevremizi de aldatmaya başlarız!"
Sayfa 345 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
"Savaşın kanunu; ölen çıplanır gider, kalan sebeplenir."
Sayfa 128 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
❝ Elektrik yükleri gibi aynı işaretli yükler de birbirini şiddetle iterler. Bunu, bir türün kendi türüne karşı amansızca karşı koyması olarak yorumlayabiliriz. Diyelim ki, dünyayı dolduran insan kalabalığı iki gruba ayrılmış; bunlardan bir grup dışa açık ve insan canlısıdır, diğer grupsa içine kapanık ve insan yüzü görmek istemez. Elektronlar elektronları iterler. Protonlar protonları iterler. Peki, bu durumda, bir çekirdek nasıl oluyor da yerinde kalıyor ve fırlayıp gitmiyor? Çünkü doğada başka bir güç daha vardır. Bu ne yerçekimi, ne de elektrik gücüdür; fakat kısa menzilli çekirdeksel bir güçtür, işte bu güç, ancak protonlarla elektronlar birbirine çok yakınken, bir çift kanca gibi davranır ve protonlararası itişi önler. Çekirdeksel çekim gücü uygulayıp elektriksel itme gücü uygulamayan nötronlar, çekirdeği birarada tutmaya yarayan bir tür tutkal işlevi görürler. Yalnızlığı seven münzevi kişiler, böylece haşarı dostlarına zincirle bağlanıp kolay dost edinenler arasına salıvermiş olurlar. ❞
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.