Ahmet Yıldız

Ahmet Yıldız
@sorguletios
Kendi içinde devrim yapamayan, sosyalist bir devrim de yapamaz.
Karl Marx
Karl Marx
Vladimir İlyiç Lenin
Vladimir İlyiç Lenin
Mao Zedung
Mao Zedung
İbrahim Kaypakkaya
İbrahim Kaypakkaya
Küçük Burjuva
Sosyoloji I.Sınıf
Dersim / Ankara
Ankara, 31 December 2002
115 reader point
Joined on November 2018
Sabitlenmiş gönderi
Korkunç ağlama başlar O kadar yalnızsın Kapıyı örerlerse ne yaparsın Soyut ve zorunlu Acı çocuklara benzer Sokaklar çok daraldı Okunacak kitap kalmamış evde Korku daha da yaklaştı Öpülen yerleri kadının Yavaş yavaş çürüyor
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
ABD emperyalizminin eski sömürgelerini ayrıca yenilerini ele geçirme konusundaki aşağılık planı, Japonlarla donanma ve hava savaşlarına giriştikleri zaman, özellikle de Çin başta olmak üzere büyük güçlerin Asya'daki ulusal kurtuluş hareketiyle büyük miktarlarda kayıp yaşadığı zamanlarda kendini gösterdi. Tüm anti-faşist savaş süresince Japon
Filipin toplumunun orta kesiminde ulusal burjuvazi ve küçük burjuvazinin katmanları vardı. Ulusal burjuvazi, ABD mamüllerindeki devasa dampinglerin etkisiyle ayrıca mali gücün komprador büyük burjuvazi ve emperyalist firmaların elinde yoğunlaşmasına bağlı olarak son derece sınırlı ve baskı altında bulunan bir katmandı. Kendi mülk sahibi durumunu koruyan küçük burjuvazi, örgün eğitime giderek daha fazla ilgi duyuyordu. İflas eden küçük toprak sahipleri ve zengin köylülerden bazıları kolej eğitimi alıp sömürgeci bürokrasi için maaşlı olarak çalışmaya başladı, diğerleri ise proleter veya yarı-proleter katmanlara dahil oldu. ABD emperyalizmi, sömürgeci kontrolün önemli bir aracı olarak yeni bir eğitim sistemi geliştirdi. Ana içeriği Filipin Devrimi'ne karşı oluşturulmuştu ve ABD emperyalizmine siyasi bağlılığı geliştirmeyi amaçlıyordu. Filipin-Amerikan Savaşı sırasında bir yer fethedildikten sonra emperyalist saldırgan birlikleri aslında "demokrasi" getirmek için ülkeye geldikleri şeklindeki emperyalist propagandayı yayıyor ve kendilerini Filipinlileri "kendi kendini yönetmeye" hazırlamaya yardımcı olan öğretmenler olarak gösteriyordu. Asker kökenli Amerikalı öğretmenler kısa sürede ABD'li yüzlerce sivil öğ- retmenden oluşan Thomasiteler(14) ile pekiştirildi. Sömürge devlet okullarını sistemleştirdiler ve öğretmen yetiştirme okulları ve tarım okulları açtılar. Amerikan katolik ve protestan misyonerleri bununla birlikte, özellikle iç bölgelerdeki halkı sömürgeci doktrinler doğruldoğrultusunda dönüştürmeye çalıştılar

Reader Follow Recommendations

See All
Eğer Filipin halkının doğal zenginlikleri doğrudan Filipin halkının kendi yararı için kullanılmış olsaydı, şu ankinden birkaç kat daha büyük bir nüfus için dahi bu zenginlikler fazlasıyla yeterli olurdu. Ancak ABD emperyalizmi, yerli feodalizm ve bürokrat kapitalizm Filipin halkının doğal kaynaklarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanmasını engellemektedir. ABD emperyalizmi ve uşakları, günümüzde bu doğal kaynakları kendi dar planları doğrultusunda bencil çıkarlarına yönelik ve emekçi kitlelerin aleyhine sömürmektedir. 1970 sayımına göre, günümüzde Filipinler nüfusu yaklaşık 37 milyondur ve yıllık yüzde 3,5 oranında artmaktadır. Nüfusun %75'i geri ve feodal koşullar altında kırsal kesimde yaşamaktadır. Eğer yabancı ve feodal sömürü ortadan kalkarsa, bu nüfus yalnızca ekonomik açıdan kendi gücüne dayanmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumun her alanında çaba sarfedebilecektir. Gericiler; ABD emperyalizmi, feodalizm ve bürokrat kapitalizmden kaynaklı temel sorunları örtbas etmek için sürekli olarak Malthusçu tarzda "aşırı nüfustan" bahseder. Oysa ki, bu durum problem olmak yerine ilerlemek için muazzam bir güce dönüştürülebilir.
Feminizm
Feminizm ve LGBT+ bir yönüyle sendikal hareketlere benzerlik gösterirken öbür taraftan doğma ve Türkiye'de revizyonistleşmiştir. Hiç şüphe götürmeksisin kadın ve lubunya bireyler ezilmiştir ama bundan çıkarılacak sonuç pozitif ayrımcılık ile teraziye daha fazla yük kolayım dengelensin mantığı saçma ve ütopiktir ve Türkiye yerelindeki deneyim
Reklam
Eski partinin pratiği, ampirizm ve dogmatizmin ancak yüzeysel açıdan ideolojik karşıtlar olduğunu göstermiştir. Gerçekte, "aynı küçük burjuva madalyonun iki yüzüdürler." Diyalektik analizin ustaca bir örneğinde, belge şöyle devam eder: "Küçük burjuva dünya görüşünü hala koruyanlar için ampirizmden dogmatizme ve dogmatizmden ampirizme dönüşler yaygındır. Bununla birlikte, eğer bir kişi subjektif bir durumun temel yönünü savunuyorsa, diğeri zorunlu olarak başka bir momentin temelinde olmak durumun dadır. Bu ampirizmin ve dogmatizmin diyalektik ilişkisidir... Yoldaşlar, aynı küçük burjuva oryantasyona sahip bir liderliğin, ampirizmden dogmatizme ve tekrar ampirizme, vb. savrulmasına şaşmamak gerek. Subjektivistler diyalektik gelişimin yasalarını kavrayamadıkları için geçici ve kararsızdırlar"
Ampirizm, demokratik halk güçlerinin statik olarak küçümsenmesi ve düşmanın gücünün statik olarak abartılmasıyla gelişir... Parti çalışması, durumun diyalektik açıdan kavranışı ve güçler dengesi yerine düşmanın eylemleri tarafından belirlenir. Anti-emperyalist, anti-feodal ve anti-faşist mücadelenin gerekliliklerinin statik, tek taraflı ve dar bir görünümü nedeniyle devrimci inisiyatif kaybolur."
"Marksist-Leninist teoriyi Filipinler pratiğine en- tegre etmek iki yönlü bir süreçtir. Yalnızca yurtdışında kazanılan zaferlerden faydalanamayız, kendi devrimimizde de başarıya ulaşmamız gerekiyor. Kendi zaferlerimizi diğerlerinin zaferlerine eklemeyi ve böylece Marksizm-Leninizm ve dünya proleter devriminin ilerlemesine katkıda bulunmayı ümit ediyoruz. Böylece insanlık emperyalizm belasından kurtulacak ve komünizm çağına geçiş yapacaktır." (Amado Guerrero)
250 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 3 days
Partizan - Sayı 95
Partizan - Sayı 95Kolektif
0/10 · 1 reads
Reklam
Ciddi sağlık sorunlarına rağmen uzun yıllardır tecritte tutulan Peru Komünist Partisi (PKP) lideri Başkan Gonzalo için Partizan tarafından Avusturya'nın Viyana ve İsviçre'nin Zürih kentlerinde eylemler gerçekleştirildi. 27 Ağustos Cuma günü Peru Başkonsoloslukları önünde gerçekleştirilen basın açıklamalarında Partizan ve
Sayfa 132Kitabı okudu
AGEB - Başkan Gonzalo Hakkındaki Açıklaması
Peru faşist devleti ve CIA ortak operasyonu ile 12 Eylül 1992 yılında tutsak edilen ve 29 yıl tek kişilik hücrede insanlık dışı izolasyona tabi tutulan komünist önder Başkan Gonzalo 11 Eylül 2021 tarihinde tedavisi engellenerek katledilmiştir. Onu ele geçirdiklerinde kafese koyarak yüzleri maskeli yargıçlarla yargılamaya çalıştıklarında, Başkan
Sayfa 123Kitabı okudu
Peru'daki Yeni Demokratik Devrim ve Halk Savaşının ilerlemesiyle birlikte Amerikan emperyalizmi ve Peru'nun komprador yönetici sınıfları paniğe kapıldı ve devrimci hareketi temizlemek için Peru Komünist Partisi ve gerillalarına karşı, devlet başkanı Alberto Fujimori'nin ilk yönetim döneminde Amerikan istihbarat teşkilatları FBI ve
Sayfa 114Kitabı okudu
Gonzalo yoldaşın önderliğindeki Peru Komünist Partisi, devrimci komünist partilerle birlikte (özellikle bazı ülkelerin Marksist-Leninist-Maoist partileri), Devrimci Enternasyonalist Hareketi kurdu. O zamanlar DEH'e lider olan Peru Komünist Partisi, Peru'da ve diğer ülkelerde devam eden devrimci hareketlere yardım etmek için farklı biçimlerde dayanışma topladı. Devrimci Enternasyonalist Hareket yoldaş Mao'nun katkılarını Maoizm olarak sentezleyerek Marksizmin üçüncü ve daha yüksek aşaması olarak ilan etti. Bundan sonra dünyanın birçok ülkesindeki devrimci-komünist partiler, Marksizm-Leninizm-Maoizmi günümüzün Marksizmi olarak tanımlamaya başladılar. Yoldaş Gonzalo, somut şeylerin somut analizi ve sentezi yöntemini geliştirerek Marksist felsefeye katkıda bulunmuştur. Yoldaş Gonzalo, Çin'in Yeni Demokratik Devrimi ve Marksizm-Leninizm-Maoizm teorisinin değerli deneyimlerini Peru'nun somut sosyo-ekonomik ve kültürel koşullarına uyguladı ve Peru'daki devrimci hareketi ve halk savaşını hız kesmeden ilerletti. Yarı-sömürge ve yarı-feodal ülkelerdeki Yeni Demokratik Devrimin hedeflerinden biri olan komprador bürokratik burjuvazi hakkında yoldaş Mao'nun geliştirdiği kavram ve anlayış, kendisi tarafından Peru bağlamında daha somut olarak tanımlanmıştır. Yoldaş Gonzalo'nun Yeni Demokratik Devrime ve Peru'daki Halk Savaşı'na yaptığı katkılar, Peru Komünist Partisi tarafından Gonzalo'nun düşündüğü gibi propaganda edildi.
Sayfa 114Kitabı okudu
1992'de komünist Abimael Guzman, Amerikan emperyalizminin açık desteğiyle Peru'nun diktatör rejimi tarafından tutuklandı. Düşmanları onu bir kafese kapatarak küçük düşürmeye çalışsa da Gonzalo sarsılmaz bir şekilde ideallerine sadık kalarak halkı devrimci savaşa devam etmeye çağırdı. Komünist Abimael Guzman (Gonzalo), kötüleşen sağlığına rağmen 29 yıl hücre hapsinde tutularak, burjuvazinin ve emperyalistlerin ne kadar korkak ve cani olduğunu ve militanlardan, halktan, devrimci komünist perspektiften ne kadar korktuklarını bir kez daha gözler önüne serdi. Peru Kongresi'nden geçen ve yeni Pedro Castillo hükümeti tarafından alçakça uygulanan yeni yasayı kınıyoruz. Bu yeni yasa, siyasi tutsakların cesetlerinin yakılmasına yöneliktir ve küllerinin akrabalarına bile teslim edilmesine izin vermez. 24 Eylül Cuma günü Callao Deniz Üssü Cezaevinde Komünist Önder'in gövdesi ateşe verildi. Ana akım medyadan bir grup gazetecinin şahitliğinde, büyük bir coşkuyla ve intikam çığlıklarıyla alçakça eylemlerinin görüntülerini yayınladılar! Çıkan duman bulutunu bile fotoğrafladılar! Gerçek teröristler ve barbarlar bunlardır!
Sayfa 112Kitabı okudu
Örgütün temeli yerli halklardan oluşuyordu ve gerilla ordusunun yüzde 40'ının yerli kadınlardan oluşması örgütün karakteristik bir özelliğiydi. Guzman, yerlilerin dili olan Keçuva'yı öğrendi, böylece onlara hitap edebildi ve onları devrimci mücadeleye aktif olarak kanalize edebildi.
Sayfa 112Kitabı okudu
1,728 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.