Tüm dikta heveslileri gibi sert bir ahlakçı olan Robespierre'e göre, devrimin dört tarafı düşmanlarla çevriliydi. Buğday karaborsacıları, monarşiyi geri getirmeye çalışanlar, ayaklanan köylülerle iş tutanlar, dış güçleri işgale çağıranlar, özel mülkü ilga etmek isteyenler... Bunların hepsi hızla yargılanıp ortadan kaldırılmalı, devrime karşı gelen herkesin kafası ezilmeliydi. Hazırlanmasına önayak olduğu 22 Prairial (10 Hazıran 1794) Yasası'nın içeriği, bu menfur devrimcinin içinde bulunduğu ruh halini göstermeye yetiyordu. En temel hukuk prensiplerini çiğneyen bu yasada, milliyetçiliğe kara çalmak, halkın moralini bozmak, yanlış bilgiler yaymak, kamu vicdanını yaralamak ve devrim mahkemesinin saflığını bozmak gibi bir sürü muğlak suç tanımlanmıştı. Devrim Mahkemesi'nin yargılama prosedürleri ise tam anlamıyla bir komediydi. Yargılamalar üç günden fazla sürmeyecekti, mahkeme heyeti tanık çağıramazdı, sanıkların avukat hakkı yoktu. Hepsinden önemlisi, verilecek karar ya ölüm ya beraat olmalıydı.