Ah bu şehir dediğin tozlu yolda bir fayton ... Her şey karton burada, keyifler bile karton
Zamanın Düşmanlığı
Zaman. Zamanla hiç arası yoktu; zaman onun düşmanıydı, kendi kendinin ve yakınlarının önünde onu ilk kez çıplak bırakacak düşmanıydı. Onu sağlamlığına pek güvenilmeyen uzun bir ipe benzetiyordu. Lime lime ufalanan, düğümleri çözülen, bir sopanın ucunda sallanıp duran bir ip. Beyazlığı yanılsamadan olan bir kefen beziydi. Zaman sadece fazla uzun, sıkıntılı, ışıksız, neşesiz, olabilirdi, inip çıkan bir çizgiydi, tozlu bir havaydı. Zamanın birkaç çehresi vardı, tıpkı arkadaşı İbrahim'e yaptığı gibi, onu yavaş yavaş parçalayıp sonra canını alacak bir haindi.
Sayfa 65 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Insan ve Sistem
Milletlerin ve toplumların kalkınıp yükselmesinde sistemler mi daha büyük rol oynar, yoksa sistemleri uygulayacak insanlar mı? Bu mesele üzerinde biraz durmak ve düşünmek faydasız değildir: En yeni ve asri silahlarla donatılmış bir ordu düşünelim. Böyle bir ordunun kumandanları, askerliğin gerektirdiği bilgiden ve vasıflardan yoksun iseler, bu
Doğu Vezni
doğu desem kırılıyor yüzüm yok mu'dur taşların da bir kalbi evin köşelerinde kesik saçlar saklıdır kuruyan vezinler, ateşte tuz âyinleri gördüm. tozlu bir âvâzla gezinen dervişler meyveli ağaçlar kadar kederli desem kırılıyor yüzüm kayıp anahtarlar / açmıyor hiçbir kalbi: eskiyen bir güz durmadan eşikleri çalıyor gölge, uykusuz bir su âyini: doğu'da her şey imâlardan ibaret desem de kırılıyor yüzüm: atlar ölmeden dönmeli
Yıktın geçtin büyük üstad...
Ve sabahın içinde, buğunun, ılık, dalga dalga gelen bin bir kokunun, bulut gibi yoğunlaşan dumanın ortasında kadınlar, uzun boylu, yakışıklı, yanık, bakır rengi erkekler, kederli. Bütün kadınlar güzel bir mavide. Arada sırada bir kırmızı, bir yeşil, bir sarı çakıveriyor. Mor, nakışlı feslerde altın ışıltıları... Burunlarda hırızmalar, altın, mercan... Çekirdekler. Ayaklarda altın, değerli, kara, yeşil, sarı taşlardan halhallar... Tanyerinin buğulanan ışığına durmuşlar, ışığın içinden, ot, ağaç, toprak, toz direkleri, iri, alımlı, buğulu, tozlu çiçekler gibi süzülüyorlar. İzleri sağlam toprakta uzun, kalem parmakları. Çobanları çok eski belki Kenan devrinden kalma havalarını çalarlar, Urfada Hazreti İbrahim, güzel Arap atlar yetiştiricisi, çok oğullu...
Sayfa 64 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Mehmet
Ve siz, o kutsal topraklarda yatan aziz şehitlerimiz! ..Tarlasını süren bir çiftçinin ayaklarında ezildi kemikleriniz. Yitik bedenlerinizin adı bile yoktu. Sadece "Mehmet" kaldı isminiz tozlu arşivlerde. Günü birlik turlarda sadece bir hatırasınız şimdi..
Sayfa 10 - YeditepeKitabı okudu
Reklam
106 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.