Derin sularda yalnız bir mümin: Garaudy 1
Yıldız Ramazanoğlu son aylarda Roger Garaudy okumaları yapmakta idi. Okumalarının sonucunda Garaudy’nin Türkçedeki mütercimi Cemal Aydın ile uzun, dolu dolu bir söyleşi gerçekleştirdi. Garaudy üzerine yapılmış bu derinlikli ve ne yazık ki bir “ilk” olan önemli söyleşiyi sizlere sunuyoruz. Cemal Aydın, 1948 Isparta, Şarkikaraağaç doğumlu. İstanbul
İlk önemli dedikodu, savaş sırasında halktan mal olarak toplanan olağanüstü vergiler yüzünden çıkmış, bunlar makbuz karşılığı, zaferden sonra parayla ödenmek şartıyla alınmıştı. “Ödenmeyecek. Ödense bile zamanı belirsiz,” fısıltısı yayıldığı, bunun getirdiği güvensizlik ortamında bazı iktidar kodamanlarıyla ortaklarının, makbuzları yok pahasına
Sayfa 86 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
Elza Kungayeva ve Salman Raduyev'in şehit edilmeleri
En ünlü Federal dava, Rus Savunma Bakanlığının 160. Tank Alayının komutanı olan Albay Budanovun davasıydı. Budanov, Putinin Devlet Başkanı seçildiği gün olan 26 Mart 2000 tarihinde, anne ve babasıyla, eteklerinde Budanovun alayının geçici olarak konuşlanmış olduğu Tangi-Çu köyünde yaşayan, on sekiz yaşında bir Çeçen kızı olan Elza Kungayevayı
İKİNCİ BASIMA ÖNSÖZ Türk Ülküsü'nün bu ikinci basımı, birincisine göre oldukça değisiktir. İlk basımdaki tarihe ve kalem mücadelesine ait yazılar bırakılmış, doğrudan doğruya ülkünün türlü konularını ilgilendiren yazılar alınmış ve bunlara yine ülkü ile ilgili yeni yazılar eklenmiştir. İlk basımda bulunup da ikinci basımda
RP, elinde tuttuğu yerel yönetimler KİT'ler aracılığıyla, mevcut sendikaları dize getirme, kendine yakın olanları güçlendirme taktiği gütmeye başladı, Özellikle, yerel yönetimlerde işçi-memur çıkarılması yoğunlaştı. Şubat 1997 verilerine göre, RP, elindeki toplam 425 belediyede üç aşamalı kadrolaşmaya gidiyor. İlk aşamada, çalışanları işten atıyor veya sürgün ediyor. Sözgelimi 1996 yılı sonu itibarıyla 7.000'i İşçi, 3.000'i de memur olmak üzere toplam 10 bin kişi işten atılmış: 4.200 memur sürgün edilmiş; 12 bin kişinin davası henüz yargıda. İkinci aşamada, atılanların yerine RP'li veya yakınlarının alınmasıdır. Üçüncü, aşamada sürgün olayı söz konusu. Bunun doğal sonucu olarak, Türk-İş ve DİSK gibi büyük sendikalar işçi kaybetmeye başladılar. Çalışma Bakanlığı'nın 1997 başındaki verilerine göre, toplam 4 milyon 111 bin 200 işçiden, 2 milyon 713 bin 839'u sendika üyesidir. Bunun 2 milyon 11 bin 466'sı Türk-İş; 322 bin 987'si Hak-iş; 311 bin 885'1 de DİSK'te kayıtlı. Önemli olan şudur; Temmuz 1996-Ocak 1997 arasında Türk-İş üyeliğinden 2 bin 986; DİSK üyeliğinden 1.161 işçinin istifa etmesi: RP yakınlığıyla tanınan ve İslamcı sendikacılığı benimseyen Hak-İş saflarında 5 bin 722 işçinin toplanmış olmasıdır. Hak-İş'e bağlı Hizmet-iş Sendikası'nın, 30 bin işçi adına, RP'li belediyelerle yaptığı toplu sözleşme maddeleri arasında şu ibarelerin yer alması ilgi çekici: "Hac ve Umre ziyaretleri sırasında işçiye izin verilmesi; Kur'an kursuna giden işçi çocuklarına öğrenim yardımının yapılması",
Sayfa 145 - Doruk Yayıncılık, 2. Baskı: Haziran 1997
Reklam
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.