1. Dünya Savaşı Sırasında İstanbul
Bir vakitler en fakir ailenin bile tıklım tıklım dolu olan kilerlerinin rafları ve dolapları şimdi boş tenekeler, boşalmış çuvallar, kavanozlar ve şişelerin âdetâ "ne oldu bize?" der gibi ümitsiz bir bekleyişle sıralandıkları lüzumsuz bir yer olmuştu. Artık ev hanımlarının, böceklenmesinden korktukları yıllanmış pirinçleri, mercimekleri, fasulyeleri yoktu. Hele farelerin şerrinden sakınılan sabunlardan, karıncaların hücumundan korunan ballardan reçellerden eser kalmamıştı.
Sayfa 304 - İstanbul Fetih Cemiyeti 1982 BaskısıKitabı okudu
1. Dünya Savaşı Sırasında İstanbul
Şehir, aç olduğu kadar pisti de, zîrâ sabun, adı sanı unutulan bir nesne olmuştu. Sanki bit, o tertemiz İstanbul halkının alıştığı zararsız bir böcekti. Her yerde her tarafta o kadar fazla o kadar yaygındı ki, sarî bir hastalıktan korunmak belki de bitin bulaşmasını önlemekten daha kolaydi. Tramvayların perdelerinde boy boy, sıra sıra dizilen onlar, vapurların döşemelerinde rahatça dolaşan onlar, mektebe giden çocukların, çarşıya pazara çıkan halkın üstlerinde gezinen gene onlardı. Tifüs ise, korkunç tahribatiyle hemen her evin kapısını çalan bir hastalık haline gelmişti.
Sayfa 303 - İstanbul Fetih Cemiyeti 1982 BaskısıKitabı okudu
Reklam
(1. Dünya savaşı sırasında) Bilhassa Şişli, beyaz ekmek yiyen, sofralarında baklavası böreği meyvesi bulunan, sonra da bu tok karınlariyle oyun masalarının etrafında sabahlayan harb zenginlerinin semti olmuştu. Bu salonlarda her şey konuşulduğu halde, muharebenin her gün biraz daha kötüye giden seyri ile halkın tahammül edilmez ıstırabları ve açlığı asla sohbet zemini olmazdı.
Sayfa 303 - İstanbul Fetih Cemiyeti 1982 BaskısıKitabı okudu
Memleket için bu 1914 muharebesi, gerçekten büyük ve telâfisiz bir musibet idi. Zîrâ cepheler mâsum Anadolu köylüsünü tarla biçercesine erittiği gibi, gelecek günlerin idâre ve mes'uliyetini eline alacak münevverler sınıfını da bu arada yok etmişti. Koca bir İmparatorluğun yerle bir olmasından mühim olan, asıl bu elit zümrenin kıranı idi. Çünkü arkadan gelecek nesil, gerek kültür seviyesi, gerek harb sonrası psikolojisi bakımlarından bir evvelkilerin kalitesine erişemiyecek, daha da fenası, bilgi ve ahlâk anarşisinin kör döğüşü, elddi, samimi ve seçkin elemanların yetişmesine mâni olacaktı. Böyle böyle de memleketin kaderi, o memleketin realitelerini idrakten mahrum, sâde-suya, kifayetsiz basit ve megaloman idarecilerin eline kalacaktı.
Sayfa 301 - İstanbul Fetih Cemiyeti 1982 BaskısıKitabı okudu
Bundan elli altmış sene evveline kadar çocukların tepelerinde bir tutam saç bırakıp örmek usûlü de yer yer yaşıyordu. "Sünnet saçı" denen bu örgü, sünnet günü kesilirdi.
Sayfa 287 - İstanbul Fetih Cemiyeti 1982 BaskısıKitabı okudu
İnsan kısmı işsiz kalırsa, aklı kötülüğe kayar.
Sayfa 282 - İstanbul Fetih Cemiyeti 1982 BaskısıKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.