Daha söylemeye hacet kalmadan ayân olan gizli gam, dile getirilirse bir destan olur. Yol kıvrım kıvrım, yolcu yorgun; ışığı sönmüş, gece yarısı!
İç âleminde yaşayan insanlar, gönülleri içinde esirdirler. Onlar baştan ayağa dert olup derman kabul etmezler. Bizden niye secde istiyorsun? Padişahlar, harap köyden vergi almazlar.
Reklam
Konağı olmayan bir yola gidiyorum. Ektiğim tohum mahsul vermez. Ben gamdan korkmuyorum; yalnız bana, bir gönüle yaraşmayan gamı verme.
"Aşkın şeytanla barışması düşünülemez. Çünkü bu iki prensip, birbiriyle asla barışamayacak iki haddi temsil etmektedir. Yalnız bu noktada, şeyta nın insanın manevi gelişmesi için gerekli bir prensip olduğu unutulmamalıdır. Şeytan eğer Allah'ın emrine karşı geldiği için yok edilmiş olsaydı, Adem cennetten kovulmasına sebep olan suçu işleyemeyecek, dolayısıyla, Muhammed İkbal'in de ifade ettiği gibi, "tefekküre daha varamamış halden çıkıp kendi kuv- vetlerini idrak edemeyecek", yani iyi ile kötü arasındaki farkı göremeyecekti. Bu da seçme zevkini tadamaması demektir. Kısacası, insanın hürriyeti, daha doğrusu insan oluşu, şeytanla karşı karşıya bırakılmış olmasıyla ilgilidir."
Aşk, tereddüd etmeden Nemrud'un ateşine atladı; akıl hâlâ çatı kenarından bakıyor!
Bana akıl verdin, divanelik de ver! (Muhammed İkbal)
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.