"Canımın içi, gözümün ışığı yavrum," diye seven; yüzüne gözüne tekrar tekrar dikkatle bakarak bir daha öpen, bir daha sıkan; dünya gözüyle sağ salim tekrar gördüğünden dolayı dağlar kadar memnun olduğunu, kısaca pek ince annelik duygularını, pek coşkun sevinç duygularını pek kaba bir dille tamamıyla anlatan bu kadına karşı hüzünlü, üzgün, acı çeken bir çocuk kalbi kayıtsız kalabilir mi? ... "Canım, ciğerim, yavrum," dense; korkutucu bir uçurumun dibindeki bu köyden, bu çürümüş, karanlık evden kaçmak, kurtulmak istediği zamanlarda anne kollarıyla sarılsa; ümitsizlik ve nefret duyguları coştukça üzerine böyle sihirli gözyaşları dökülse kendisini bu kadar yalnız bulmaz, ümitsizlik ve bıkkınlığa bu kadar süratle kendini teslim etmezdi...
"Kendinden geçmenin ve sapıtmanın Musa'lardan gelen bir üçüncü çeşidi vardı. Bu, ince ve temiz bir ruhu ele geçirdi mi onu uyandırır, önüne katar ve eskilerin gördüğü sayısız büyük işleri lirik veya başka cinsten şiirlerde coşkun bir dille anlatarak, gelecek nesillerin eğitimini sağlar. Biri, sadece nazımda ustalığın iyi bir şair olmaya yettiğini sanıp Musa'lardan gelen sapıtmayı içinde duymaksızın şiir kapısına yanaşmaya cesaret ederse, ancak yarım yamalak şair olabilir : çünkü ilhamlı bir insanın vücuda getirdiği şiir, daima, heyecansız bir insanınkini gölgede bırakır…
Reklam
Gazi
“ Gördüğüm fotoğraflara göre biraz şişman, biraz yorgun, biraz hatları kalınlaşmış bir vücutla karşılaşacağımı zannederken, kapıdan bir ışık dalgası halinde giren yoğunlaştırılmış kuvvet ve hayat belirmesiyle gözlerim kamaştı: gözbebekleri en garip ve esrarengiz madenlerden yapılmış bir çift gözün, mavi sarı, yeşil ışıklarla aydınlandığı asabi bir çehre… yüzde, alında, ellerde bir sağlık ve bahar rengi… Muntazam taranmış, noksansız, sarı, genç saçlar… Bütün Zemberekleri çelikten, ince, yumuşak, toplu, gerilmiş, genç ve taze bir metabolizma. Altı yüz senelik bir devri bir anda ihtiyarlatan adamın çevresi, eski ilahlarınki gibi, iğrenç yaşın hiçbir izini taşımıyor. Alevden coşkun bir nehir halinde, köhne tarihin bütün enkazını süpüren ve yeni bir alemin meydana gelmesine yol açan fikirler kaynağı başı, bir yanardağ zirvesi gibi taşıdığı ateşe kayıtsız, mavi gök altında, sessiz ve gülümseyerek duruyor. Kendi yarattığı şimşekli bulutlardan, fırtınalardan ve etrafına döktü feyizli çağlayanlardan tek üzgün olmayan, meğer onun genç başı imiş!”
Türkçülüğe ve Atsız'a karşı olanlar, 1944 Irkçılık-Turancılık Davası'nı da hâlâ unutmamışlardı. Davayı unutturmamaya ve daima taze tutmaya çalışıyorlardı. Daha Atsız'ın öğretmenliğe iade edilmesi ve Orkun'da yazmaya başlaması ile harekete geçilmiş ve yeniden aleyhinde yazılar yazılmaya, davalar açılmaya başlanmıştı. Akşam
Türkçülüğe ve Atsız'a karşı olanlar, 1944 Irkçılık-Turancılık Davası'nı da hâlâ unutmamışlardı. Davayı unutturmamaya ve daima taze tutmaya çalışıyorlardı. Daha Atsız'ın öğretmenliğe iade edilmesi ve Orkun'da yazmaya başlaması ile harekete geçilmiş ve yeniden aleyhinde yazılar yazılmaya, davalar açılmaya başlanmıştı. Akşam
TARİHLER VE OLAYLAR (1950-1960) 02 Nisan 1950: Milliyetçiler Federasyonu kuruluyor. 14 Mayıs 1950: Cumhuriyet Halk Partisi iktidarının sonu. Seçimi Demokrat Parti kazanıyor. 21 Eylül 1950: Atsız, Haydarpaşa Lisesi edebiyat öğretmenliğine tayin ediliyor. 04 Ekim 1950: Türkçüler Yardımlaşma Derneği'nin kuruluşu. Başkan: Nihâl Atsız. 06
Reklam
Sen benim şarkımdaki ince güfte, Melodisi ile ruhuma işlenmiş bir çiçeksin. Çiçek dediğin nedir ki güzelim? Bir tohum, bir yaprak... Sen benim dünyamı Renklendiren bir kelebeksin.
Seyranın içinden öpmek geliyordu. Taşıyor, coşuyordu. Önüne gelen insanı, dostu düşmanı, ağacı, böceği, arıyı öpmek istiyordu. Bütün dünyayı öpse doymayacaktı. Yıllar yılı coşkun, sıcacık sevgisini içine tepmiş, çıkaramamıştı. Şimdi içindeki sevgi bendini yıkmış taşıp gidiyordu. Onu görenler, onun elini tutanlar ılık ılık bir sevginin onun elinden ellerine, gözlerinden gözlerine aktığını duyuyorlardı. Duyuyor, bir sevgi havasında rahatlıyorlardı. Seyran gülüyor, okşuyor, öpüyordu. Bir ara yüzünü inceden bir keder örttü. Bir anda da Seyran yüzündeki kederi silkti attı.
Yapı Kredi Yayınları
246 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.