Kant insanlığa sesleniyor...
Aklı kullanmak deyince Kant'ı hatırlamamak haksızlık olur: "Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır. Bu ergin olmayış durumu ise insanın kendi aklını bir başkasının kılavuzluğuna başvurmaksızın kullanamayışıdır. İşte bu ergin olmayışa insan, kendi suçu ile düşmüştür. Bunun nedenini de aklın kendisinde değil, -fakat aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanmak kararlılığını ve yürekliliğini gösteremeyen- insanda aramalıdır. Sapare Aude! Aklını kendin kullanmak cesaretini göster!" Sanıyorum sadece Müslümanların değil, bütün insanlığın böylesi bir cesarete, daha ötesi "aklını kendin kullan" seferberliğine ihtiyacı var...
Sayfa 140 - Fecr Yayınları, 1. Baskı, Kasım 2023Kitabı okuyor
İşte tam bu noktada sanatın gerekliliğine, çağdaş insan için ne denli önemli olduğuna geçebiliriz. Onca gelişmesine karşın ne bilim, ne siyasal sistemler, ne hukuk, ne ekonomi, ne eğitim, ne de bir başka disiplin, çağdaş insanın bu parçalanmışlığını önleyebilmiş, onu gerçek anlamda –hem içsel, hem dışsal bir gerçeklik olarak– bir bütünlüğe
Sayfa 156 - 157Kitabı okudu
Reklam
Ama siz bütün insanlık olduğunuzu ta derinden duyumsarsınız, çünkü onlar acı çektikçe siz de çekersiniz, onlar gözyaşı döktükçe siz de dökersiniz. Endişelenirsiniz, gülersiniz, acı çekersiniz; zengin ya da yoksul olmaları fark etmez, onlar da bunları yaşar. Bozulmuşlardır, biz de farklı bir açıdan aynı durumdayızdır. Bozulmuşlardır, çünkü para ve yiyecek isterler ve bunun için yapamayacakları şey yoktur. Dolayısıyla biz insanlığın bütünüyüz. Bu olağanüstü durumu anlarsanız, ki bu hakikattir, o zaman bir başkasını öldürmezsiniz, o zaman bu ülke şu ülke diye bir ayrım olmaz, o zaman bütün yaşamınız farklı olur. Eğer bir parçasını almak istiyorsanız, buyurun. Küçük
Sayfa 157 - Ayna Yayınları 1 Ocak 2012Kitabı okudu
"Bu dünyada korkunç şeyler oluyor. İnsanlığın yaşadığı trajedi, Tanrı'nın aynı anda hem her şeye gücü yeten, hem de iyi kalpli olmadığının ispatı gibi. Bizi seviyor ve durumu değiştirecek gücü var. O zaman acıyı önlerdi, öyle değil mi?"
Sayfa 387 - Altın KitaplarKitabı okudu
Neoliberalizm, kontrolsüz piyasaların doktrinidir. (...) Devletin küçük olması gerektiğini (çevik kuv­vet ve gizli polis teşkilatları hariç); finansal spekülasyonun iyi olduğunu; eşitsizliğin iyi olduğunu; birbiriyle yarışan acımasız bireyler olmanın, insanlığın doğal durumu olduğunu söyler.
Sayfa 14 - Yordam KitapKitabı okuyor
Bir de vergiden söz ederek, sadece halkın ya da temsilcilerinin arzusundan türetilebileceği yolundaki tartışılmaz ilkeyi yerleştirmek ister görünüyorsunuz, ama insanlığın çıkarlarınının gerektirdiği düzenlemeyi unutuyorsunuz, artan oranlı vergi esasını unutuyorsunuz. Oysa, kamusal katkı konusunda yurttaşlara, zenginlik derecelerine göre artan oranlı, yani toplumdan sağladıkları yarar­lar oranında kamu harcamalarına katılma zorunluluğunu getiren ilkeden daha çok eşyanın doğasına ve sonsuz adalete uygun bir başka ilke var mıdır? Bu durumu aşağıdaki ifadeyle düzenlenecek bir maddeyle kayda geçirmenizi öneriyorum: “Gelirleri, geçimleri için gerekli olanı aşmayan yurttaşlar kamu harcamalarına katılma yükümlülüğünden muaf olmalıdır. Diğerleri servetlerinin boyutuna göre artan oranda bu harcamalara katılmak zorundadırlar.”
Reklam
848 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.