Lozan'a gidecek heyete İsmet Paşa'nın başkan seçilmesi Rıza Nur'un sayesinde ve biraz da tesadüfen olmuştur: Mustafa Kemal Paşa'nın başkanlık ettiği bir vekiller toplantısında, Gazi, Lozan heyetinin başkanlığına Rauf Beğ'i, ikinci başkanlığa da Dr. Rıza Nur' u teklif etmiş ve bu teklifler kabul olunmuştu. Rıza Nur, Rauf Bey'in böyle mühim bir davada Türk'ün hakkını şuurlu olarak koruyup savunabileceğine inanmadığı için, toplantıdan sonra, hususi olarak Mustafa Kemal'i görmüş, endişelerini anlatmış ve Gazi'ye: - Niçin Rauf'u reis yaptınız? diye sormuştur. Mustafa Kemal Paşa : - Peki, kimi yapsaydım? diye sorunca, o ana kadar başkanlık için bir isim düşünmemiş olan Rıza Nur: - Mesela İsmet Paşa'yı yapabilirdiniz! diye cevap vermiş, bunun üzerine Gazi: - Peki, bu işi bana bırakın! demiştir. Nitekim, vekiller heyetinin bir sonraki toplantısında, günlük meseleler konuşulduktan sonra, Mustafa Kemal Paşa: - Şimdi gelelim Lozan'a gidecek heyetin seçimine! demiş, bir önceki toplantıda seçimin yapıldığını hatırlayanlar birbirlerine bakışmışlarsada, başkanlığa İsmet Paşa'nın teklif edilmesi üzerine Gazi teklifi oya sunmuş, İsmet Paşa kabul okunduktan sonra Mustafa Kemal, ikinci başkanlık için Rıza Nur'u teklif etmiş, bu da kabul edildikten sonra, Gazi: - Üst tarafı zaten malûm! diyerek neticeyi Rıza Nur'un istediği şekilde halletmiştir.
BAŞGİL'İN CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞINDAN TEHDİTLE ÇEKİLİŞİ Seçimden sonraki gelişmeler, Atsız'ın tahminlerine uymadı. Üç parti koalisyonu yerine AP + CHP işbirliği yapılmıştı. İsmet İnönü Başbakan olmuş, Gümüşpala ise kabineye girmemişti. «Orduyu kışlaya sokma» sloganı İnönü'nün dayandığı yeni formül halindeydi. Fakat anlaşılıyordu ki,
Reklam
Rüzgar :
Tüm zorluklara rağmen, içteki ve dıştaki düşmanlarına rağmen, keskin zekasıyla devleti 33 yıl ayakta tutmayı başaran Gök Sultan Abdülhamid Han
Şimdi içimde yine bir ümit var; öte dünya olsa fena mı olur? Halanla bazen bunları konuşurduk, biliyor musun? Gittiğimiz yerde de beraber olma fikri bize güzel görünürdü. Yahya Kemal'in sessiz gemisine binip, memnun kalacağımız bir sahile ulaşmanın nesi kötü? Göz alabildiğine su, göz alabildiğine mavi, yeşil... Kim dönmek ister ki oradan?
Kemal Sunal sevmediği bir adamı anlatıyordu. "Öyle görmemiştir ki, çocuklarının oyuncak arabalarına özel şoför tutar."
İSMİNİZ NEYDİ?
Yılmaz Kalkavan'ın özel yemeğine davetliyiz. Kemal Sunal ve ben iki dirhem bir çekirdek giyinip, davetin yapıldığı otele geldik. Lobi kalabalıktı. Millet asansör bekliyordu. Sıraya girdik. O meşhur arabeskçi de geldi. Yanında televizyoncular, gazeteciler, dostları vardı. Bizi görünce sevinir gibi yaptı. Sonra sinsice sırıttı. "Oh, Kemal bey sizi görmek ne güzel, çok sevindim. Bana resminizi imzalar mısınız?" Aklınca dalgasını geçiyordu. Kemal hiç duraksamadı. Fotoğrafını çıkardı. "Hay hay efendim, isminiz neydi?"
Reklam
363 öğeden 191 ile 200 arasındakiler gösteriliyor.