Başlangıçta, epey önceleri ama, onu şu sorun düşündürü­yordu: Hemen bütün suçlar nasıl oluyor da böylesine kolay­cacık ortaya çıkıyor ve hemen bütün suçluların izleri böyle­sine çabucak bulunabiliyor? Düşündükçe ilginç birtakım so­nuçlara vardı: Ona göre bunun başlıca nedeni, suçun gizlen­mesindeki maddi olanaksızlıktan çok, suçlunun kendinde aranmalıydı; hemen her suçlu, suçu işlediği sırada, yani ak­lın, iradenin, dikkatin en yoğun olması gerektiği anda, akıl ve irade yönünden güçsüzlüğe düşüyordu; akıl tutulması ve iradeyi kaybetme tıpkı bir hastalık gibi geliyordu insana, ge­lişip yayılıyordu ve suçun işlenmesinden az önce en yüksek düzeyine ulaşıyordu, suçun işlendiği sırada ve ondan sonra kişiliklere bağlı olarak bu düzeyini sürdürüyor, sonrada her hastalık gibi etkisini yavaş yavaş yitirip yok oluyordu. Bu noktada ortaya çıkan soru şuydu: Hastalık mı suçu doğuruyordu, yoksa suç mu kendi yapısına uygun, hastalığa benzer bir şeyleri geliştiriyordu? Şimdilik bu soruyu çözümleyecek güçte bulmuyordu kendisini Raskolnikov.
Sayfa 86
HER ŞEY SENSİN
Garip gönlüm derde düştü yastadır Zaaf sensin, heves sensin, heva sen Vurgun bir güzele yürek hastadır Çare sensin, ilaç sensin, deva sen Gönül haz almıyor gayri övgüden Bu can, medet ummaz çirkin sövgüden Gönül harap, bitap sensiz sevgiden
Reklam
Sahi, hakikati aramamıza sebep olan şey neydi? -Akıllarımız mı yoksa kalbimiz mí?
Kesinlikle...
İnsanın eşya üzerinde iktidar kurma isteği ne kadar yoğun olursa, eşyanın onun üzerindeki tahakkümü de o kadar ağır olur ve insan da gerçek bireysel özelliklerinden o kadar uzaklaşır, zihni giderek bir biçimsel akıl otomatına dönüşür.
Aşk, akıl tutulması yaratır insanda, görüşümüzü çarpıtır. Aşık olan kişi, aşık olduğu kişiyi objektif olarak değerlendiremez.
Sayfa 573Kitabı okudu
Çünkü iyi niyetin yüzünden kaybettiğin şey sana başka bir surette geri döner.
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.