1881 yılını ve yakın sonrasını içerisine alan dönem olan XIX. yüzyıla gelindiğinde Osmanlı Devleti'nin coğrafi durumu ve ekonomik zenginliği, emperyalist Avrupalı büyük devletlerin saldırılarına ve dolayısıyla Osmanlı'yı parçalamaya yönelik poli­tikalar gütmelerine sebep olmuştu. İngiltere'nin Hindistan'a gi­den yolları kontrol altına alma çabası, Rusya'nın Asya ile Kafkas­lara sarkma ve Akdeniz'e çıkma isteği, Osmanlı Devleti'nin iç düzeninin bozulması ve Ortodoksların Ruslar, Katoliklerin Fran­sızlar tarafından korunması girişimleri, milliyetçi ayaklanmaların desteklenmesi ile birleşince XIX. yüzyılın en önemli sorunların­ dan olan " Şark Meselesi" ortaya çıktı.
''Milletimizin çok tuhaf bir hırsızlık anlayışı var.'' ''Birisi birinin cebinden altın çalarsa o hırsızlıktır, kötüdür. Böylesini asmaya kalksan tasdik edilir. Ama ortada olan maldan hırsızlık yapana biraz söylenirler ve öyle kalır. Bu, bütün Akdeniz dünyasının, Rusya dâhil Avrasya denen bölgenin hastalığıdır. Fakat elbette kültürler de törpülenir. Biz henüz garip bir toplumuz. Kamu malını çalan kişi, sonradan hayrat yapar. Hayrat meselesi bu topraklarda çok yaygındır.''
Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Zaten öteden beri Rus siyaseti bu değil miydi? Türkiye'nin şark vilayetlerini işgal ederek Akdeniz'e inmek. Oynun senaryosunu hazırlayan Ruslar, oynayanlar Ermeni idi. Hepsi bu kadar. (....) Koçaznuni: "...böyle bir şey olamazdı. Biz, Rus emellerine körü körüne hizmet ettik, sürüklendik, hakikatde ise sadece onların maksatlarina çalışmış olduk.
Sayfa 166 - KubbealtıKitabı okudu
Yolsuzluk artan zenginlikle birlikte büyür. Pasta büyükse, ona talip olan da çok olur. Bu, her yerde kontrol edilir ve bu kontrol doğrudan doğruya halkın uyanıklığıyla ilgili bir şeydir. Bizim milletimiz bununla ilgilenmiyor. Daha doğ­rusu, milletimizin çok tuhaf bir hırsızlık anlayışı var. Birisi birinin cebinden altın çalarsa o hırsızlıktır, kötüdür. Böyle­sini asmaya kalksan tasdik edilir. Ama ortada olan maldan hırsızlık yapana biraz söylenirler ve öyle kalır. Bu, bütün Akdeniz dünyasının, Rusya dahil Avrasya denen bölgenin hastalığıdır. Fakat elbette kültürler de törpülenir. Biz henüz garip bir toplumuz. Kamu malını çalan kişi, sonradan hayrat yapar. Hayrat meselesi bu topraklarda çok yaygındır.
Sayfa 234Kitabı okudu
Karadan ve Denizden Gelen Saldırılar Bu noktada öykümüze başka bir öğe eklemek zorundayız: Deniz Kavimleri. Mısır firavunu III. Ramses'in saltanatına (1184-1153) ait kayıtlara göre on ikinci yüzyılın başlarında denizden gelen kalabalık topluluklar, Anadolu'dan Kıbrıs' a, Suriye ve Filistin' e dek yayılarak Yakındoğu dünyasının büyük bir kısmını
Önsöz
Elinizdeki eser, Mesnevinin ilk on sekiz beytine, bir 17. yüzyıl müellifi olan ve Bayrami-Melami geleneğine mensup Sarı Abdullah Efendinin Cevâhir-i Bevâhir-i Mesnevi* isimli eserinde yaptığı şerhtir. Çalışmamızda mezkur eserin matbu nüshası kullanılmış olup, hem bu metnin transkripsiyonu hem de günümüz Türkçesine aktarımı yapılmıştır.** Bu
Sayfa 7 - H YAYINLARI - 1. Baskı: Şubat, 2020Kitabı okudu
Reklam
53 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.