Gazi on bes gün sonra Akdeniz gezisine başladı. Hatay anayurda ait değildi. Sorun vardı. Mustafa Kemaľ'in aklı sürekli bu konuyla meşguldü. Gezisi sırasında elle yazılmış bir levhaya rastladı. "Suriye Hemșirenizi de Kurtarınız" yazılıydı. Antakyalı kızın, o herkesi ağlatp sızlatan hıçkırıkları hali karşısında Gazi: "Her millet layık olduğu mutluluğa erişir!" diye karşılık verdi. Adana, Antakya ve Îskenderun'u gezip Tarsus' a ulaştılar..
İstasyondan șehre doğru, bir süre yaya olarak yürüdüler. Onu görmek için sabahtan itibaren yolları dolduran Tarsusluların arasından neşeyle, selamlar vererek ilerlediler.
Yaşlı bir kadın, Gazi'nin yolunu keserek çizmelerine kapandı. Gözlerinde yaş, haykırdı:
"Bastığın toprağa kurban olayım Paşam!"
Yerden kaldırmak için eğilirken, kulağına o kadının Kurtuluş Savaşı'nda, cephelerde çarpışmış Adile Çavuş olduğu fisıldandı. Gözlerinde iki damla yaş irilești. Yüzü günes kavruğu kadının elinden tutup ayağa kaldırdı:
"Kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde yükselmeye layıksın."
Gözlerinin nemini elinin tersiyle dindirdi; yürüyüşünü sürdürdü. Hatay'ı alacaktı. Bunu şahsi meselesi olarak kabul ediyordu.