Kemal Tahir daha Galatasaray'da okurken, şiir yazıyordu ve Ahmet Haşim'e hayrandı. Şiir yazmak hevesinde, "başkasından farklı olmak", "güç işe koşulmak" eğilimi vardır. Bu, içinde yaşayan aşağılık duygusunu yenmek çabasıdır. Kemal Tahir de hayatta ezilmiş bir anne ve babadan geliyordu; anne sarayda kalfalığa bile yükselmeden başgöz edilmiş bir Çerkez kızı; baba, 1908 darbesiyle Saray Marangozhanesinde kazandığı rütbelerden ve aylığından yoksun kalıp, sokaklarda iş arayan bir dülger!. Bu ezilmişlik, evin büyük oğlu Kemal Tahir'e de ister istemez sıçramıştır! Nitekim, ilk gençliğinde yazdığı şiirlerinin büyük bir bölümü, toplumda ezilmiş insanların hikayesi, mersiyesidir!.
Sayfa 6 - Emre Yayınları, 1995, 2. Baskı, İkinci Baskıya Önsöz, Kemal Tahir ÜstüneKitabı okudu
Anlattığına göre, eğer Marksist olmasaydı, 'Osmanlı'yı hiç bir zaman anlayamayacaktı. Çünkü Osmanlı Padişahı, materyalist açıdan yaklaşılmadıkça Batı krallığı gibi görünür; kıl kadar farkı kalmaz. "Osmanlının sınifsız toplum oluşu benim gözümü açtı" dediğini hatırlarım...
Sayfa 6 - Emre Yayınları, 1995, 2. Baskı, İkinci Baskıya Önsöz, Kemal Tahir ÜstüneKitabı okudu
Reklam
ONDA BÜYÜK BİR ÖĞRENME AÇLIĞI VARDI
Biliyor musunuz, Atatürk'e Selanik'te Jean Jacques Rousseau'yu ben sevdirdim. Akşamlar Beyazkule'de bir meyhaneye çıkardı. Çoğu zaman yanında arkadaşları olur, fakat bir akşam yalnızdı. Ben de yalnızdım. Masa komşuluğundan başlayarak dostluğa kadar işi ilerlettik. Sık sık buluşmaya başladık. Ben o zamanlar Jean Jacques Rousseau'yu üzerinde çalışıyordum. Bu çalışımalarımla ilgilendi. Mustafa Kemal'de büyük bir öğrenme açlığı vardır. Fikirlerin üstüne tutkuyla atılır. Bu yüzden, benim anlattıklarımla yetinmedi, kendisine yaptığım çevirileri ve bazı kitapları verdim. Dikkatle okudu. Bunları günlerce, haftalarca benimle tartıştı. Kısa bir süre içinde, çok iyi anlamıştı Rousseau'yu... Bana inanınız ki, son yıllarda yazıp bugün bastırmayı düşündüğüm kitapta, onun bu konuşmalar sırasında yaptığı yorumlardan pek çok şey vardır. Ali Ulvi Elöve İsmet Bozdağ, "Atatürk'ün Fikir Kaynakları", Milliyet Gazetesi, Yıl 25, Sayı 9709, 11 Kasını 1974, s. 5. Dipnot: Ali Ulvi Elöve, Türk şair, öğretmen, çevirmen ve dilci. Türk edebiyatındaki ilk çocuk şairlerindendir. Çocuk edebiyatı, edebiyat tarihi ve Türkçenin tarihi, grameri üzerine araştırmaları vardır. Dağ Başını Duman Almış sözleriyle başlayan Gençlik Marşı'nın sözlerinin yazarıdır.
''10 Kasım 1938 günü saat dokuzu beş geçe, gözlerini hayata yumduğu zaman, bizim için dünyanın bütün saatleri durmuştu. Bugün Anıtkabir'de Türk milletinin sinesinde uyuyor. Fakat, Atatürk Vatanseverliği, Atatürk Devrimciliği bütün gücü ile ayaktadır. O, Türk milletinin sinesinde kıyamete kadar uyuyacak, fikirleri ve idealleri Türk milletinin ruhunda kıyamete kadar yaşayacatır.''
İnsan bir kere doğar, bir kere ölür!.. Mesele, ne doğmakta, ne de ölmektedir. Mesele, doğumla ölüm arasındaki "hayat" dediğimiz mesafeyi iyi değerlendirmekte, onu, beyhude harcamamaktadır!
Sayfa 198Kitabı okudu
İnanç...
-Arkadaşlar, hiçbir zaman keder etmeyeceğiz, sonuna kadar tuttuğumuz yolda yürüyeceğiz, hakkın yere düşmesine razı olmayacağız. Yerli ve yabancı düşman karşısında hakkımızı müdafaa edeceğiz. Son vardığımız hudutta da eğer yenme umudumuz kalmamışsa, o zaman bir Türk Bayrağı'nın altına sığınarak İstiklal uğrunda canımızı vereceğiz!
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.