Rakıyı bıraktım Candan. Günde bir demlik çay içiyorum artık. Duygularım muhafazakâr bir tavır takınmaya başladı. Geri kalanı yalnızca alışkanlıktan... Yine küstüm sokaklara. Bu sıralar saçlarını sarı hatırlıyorum. En yavaş adımlarımı Osmanbey'e saklıyorum. İş bile baktım orda. Tanrı'nın bir halt edeceği yok. Kendi tesadüfümü yaratmak istedim Candan. Az kalsın yeni bir çiçek alacaktım, bizimkinin kırkı çıkmadan. Vicdanım el vermedi. Kaçmak için ilk kez elini tuttuğum yere gittim ve son kez el sıkıştım. Birbirini sevmemiş insanlar, gülümseyerek ayrılır Candan. Şimdi anlıyor musun kavgalarımızı?
Sayfa 65 - KDYKitabı okudu
Irmak mavi, sarı ve beyaz renklerle ışıldıyor, yolların iki yanındaki yapraklarından hemen tümüyle soyunmuş akçaağaçların ve akasyaların dalları arasından ekim güneşinin yumuşak sıcaklığı geliyordu; gökyüzü yüksek, bulutsuz ve açık maviydi. Sessiz, tertemiz ve sevimli sonbahar günlerinden biriydi; yazın geride kalan tüm güzelliği, acı ve ıstıraplara yer vermeyen gülümsemeli bir anı gibi havayı yumuşacık dolduruyor, hangi mevsimde bulunduklarını unutan çocuklar çiçek toplamak için kırlara açılıyor, yaşlı insanlar pencereden ya da evlerinin önündeki banklardan düşünceli düşünceli havaya bakıyor, tüm yaşamlarının anıları duru mavilikler içinden gözle görülebilecek gibi uçup gidiyormuşçasına bir duyguya kapılıyorlardı.
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
Çimenlerin arasında açmış mor renkli güz çiğdemlerine takıldı gözüm. Sonra çocukluğumun Yalova'sındaki çiçek tarhları geldi aklıma. Nasıl da koşardık çiçeklerin arasında. Bazı aylar sarı, bazı aylar kırmızı olurdu çiçek tartları açan çiçeklerden , bazen de mor. Sonra ailecek çıktığımız dağlar ve o büyük şelale; Sudüşen Şelalesi.. Dağlardaki kayığın, kestane ve ıhlamur ağaçları.... Ve de kır çiçekleri..... Tıpkı bir zamanlar sahiplenip benim de saydığım dağlarımdakiler gibiydi bu çiğdemler de ! Çiğdemlerin ,çiçeklerin sınırları yoktu demek ki !
Sayfa 13 - AltınKitaplarKitabı okudu
“Kâmran Beyefendi. ‘Sarı Çiçek’ romanını baştan başa öğrendik. Bir daha ölünceye kadar birbirimizi görmek yok. Senden nefret ediyorum.”
Gecelerden bir gece uyanırsan apansız; Uzaklarda elemli, garip bir kuş öterse; Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayalnız; Ve bir gün kabrimde bir sarı çiçek biterse; Bil ki seni seviyorum.
Sayfa 26
kırmızı deynek
Havanın yüzünde bir kırlangıç sürüsü Ve yabanıl ak atlar doludizgin Bu sabah, bu sabah öylesine güzel ki Bu sabah yağmur yağacak Bu sabah gün açacak Bu sabah tekmil tornurcuklar patlayacak Bahar patlayacak Köpükler, bulutlar patlayacak Özlemierin en güzeli, tozlu bir özlem Topraktan yeni çıkarılmış Üç bin yıllık yunan şarabı Atların kara
Sayfa 85 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.