ATSIZ'DA TARİH ANLAYIŞI: Atsız'ın lisans öğrenimi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü (Edebiyat Zümresi) olduğu hâlde bilim adamı olarak tarihle daha çok ilgilenmiş, bu konuda daha çok eser vermiştir. “Türk tarihinin içinde yüzüyorum. Diyebilirim ki her günüm 27 asrın içinde geçiyor." diyecek ölçüde (Atsız 1992: 67) kendisini tarihle
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir. Çakır Ağa, İsa
Reklam
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT Olay Örgüsü 1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir.
Deli Kurt'ta Şahıs Kadrosu: Tarihî ve Kurmaca Kişilikler Deli Kurt'un asıl şahıs kadrosu kurmaca kişiliklerden oluşur. Baş kahraman, asıl adı Murad olan fakat Deli Kurt olarak tanınan meçhul şehzadedir. Deli Kurt'u yetiştiren Çakır, Deli Kurt'un âşık olduğu Gökçen Kız da romanın önemli kurmaca kişiliklerindendir. Eserdeki
Atsız Emekliye Ayrılıyor: 01 Nisan 1969 tarihinde Atsız emekli olmuştur. Böylece, bazı kesintilerle 38 yıl süren memuriyet hayatı son bulmuştur. Oraltay'a yazdığı 9 Mart 1969 tarihli mektubunda Atsız, emeklilik için yaş haddini beklemediğini belirtir: "15 Temmuz'da, yaş haddi dolayısıyla emekli olacaktım. Fakat ben Temmuz'u beklemedim. 1 Nisan'dan muteber olmak üzere, Mart başında istifa dilekçemi yazdım." (Hacaloğlu 2013: 98). *** Atsız, "Türk devletinin devamlılığı" şeklinde özetleyebileceğimiz tarih görüşü sebebiyle, "16 Türk Devleti" fikrine de karşıdır. Bu konuda 21 Mart'ta yazdığı makale Ötüken dergisinin Mayıs 1969 sayısında çıkar: "16 Devlet Masalı ve Uydurma Bayraklar". 16 Türk devleti ve onlara izafe edilen bayraklar, Atsız'ın bu yazısına rağmen daha sonra Türk milliyetçileri arasında çok yaygın hâle gelecektir. Türkçüler Derneği Genel Merkezi, 26 Mart 1969 Çarşamba günü, İstanbul Spor ve Sergi Sarayı'nda bir Bozkurt Gecesi düzenler. Çeşitli halk oyunları ve spor gösterilerinin yer aldığı gecenin onur konukları Alparslan Türkeş ve Rıfat Baykal'dır (Ötüken, Mayıs 1969: 15). 1969 yılının 3 Mayıs'ı Ankara'da, Türk Ocağı tiyatro salonunda yapılır. Türkçüler Derneği'nin Ankara ocağı tarafından düzenlenen gecede ocak başkanı Niyazi Gencosmanoğlu, Nejdet Sançar, Adnan Ötüken ve Alparslan Türkeş birer konuşma yapar (Ötüken, Haziran 1969: 14-15).
TARİHLER VE OLAYLAR (1960-1975) 13 Ocak 1960: Atsız, Falih Rıfkı Atay'a yayın yolu ile hakaretten İstanbul Toplu Basın Mahkemesi'nde yargılanıyor. 27 Mayıs 1960: İhtilal. 38 subay ve general iktidara el koyuyor. İhtilal bildirisini, 27 Mayıs sabahı 04:36'da, 1944 sanıklarından Alparslan Türkeş okuyor. Cemal Gürsel Devlet Başkanı,
Reklam
Ah, bağrımda pütürlü bir bıçak kadar keskin Tabutumu bekliyor Ankara Acıları Bu ne bir aşk masalı ne de heyula ve kin Dumanlı bir çöküşün en kara acıları
Eski Bakü'nün en önemli tarihi eserlerinden biri, silindir şeklindeki Kız Kulesi. 12. yüzyılda yapılan Kız Kulesi'nin yüksekliği 30 metre. 8 katlı tarihi eserin her tarafında gözetleme pencereleri var. Mesut Bin Davut, Kız Kulesini, 12. asırda tam denizin kıyısına oturtmuş. Zamanla Hazar'ın suları çekilince Kız Kulesi, geniş bir
Türk tarihi bir bütündür. Devlet denilen nesneler ayrı hükümdar hanedanlarıdır. Böyle olunca 16 Türk devleti masalı kendiliğinden yıkılır ve birbirinin devamı olan hanedanlarla Türk tarihindeki birlik karşımızda parıldar. Türk tarihinin «Devletler» adı altında parçalara bölünmesinin milli psikoloji üzerindeki yıkıcı tesirini kimse düşünmüyor.
Sayfa 64 - 16 Devlet Masalı ve Uydurma BayraklarKitabı okudu
Ankara Acıları
Hüznümün dudağıdır gökte açan karanfil Talih bir cellat gibi vurdu yüreğimizi Ateşler ülkesinde o ve ben, iki mahkûm Kâh bir sevda çölünde parlayan ayışığı Kâh rüya bahçesinin zehirli sarmaşığı Uzaklardan bir rüzgâr esiyor efil efil Sessizlik, acze düşen bir hayal kadar sefil Şimdi gül, ey korkular şehrinin yelpazesi Hasretin en uzunu, acının en tazesi Neden hâlâ tütüyor burnumda karanlığın Ruhum neden yıllardır kahrının pervanesi Bu esrar senin midir, yoksa gemilerin mi Hemen her gün bir yıldız kayıyor gözlerinden Gözlerin kan ağlayan deniz kadar derin mi Yoksa habersiz misin ruhumun kederinden Ah, bağrımda pütürlü bir bıçak kadar keskin Tabutumu bekliyor Ankara acıları Bu ne bir aşk masalı ne de heyula ve kin Dumanlı bir çöküşün en kara acıları
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.