+761
General Pershing’in kurmay başkanı olan General Harburd, Sivas’ta Mustafa Kemal’le görüşürken der ki: -Türk tarihini okudum. Milletiniz büyük kumandanlar yetiştirmiş, büyük ordular hazırlamıştır. Bunları yapan bir millet elbette bir medeniyet sahibi olmalıdır. Takdir ederim. Ama bugünkü duruma bakalım. Başta Almanya, müttefiklerinizle dört yıl harp ettiniz, yenildiniz. Dördünüz bir arada yapamadığınız şeyi, bu durumda tek başınıza yapmayı nasıl düşünebiliyorsunuz? Fertlerin intihar ettikleri vakit vakit görülür. Bir milletin intihar ettiğini mi göreceğiz? Mustafa Kemal, generale: “ Teşekkür ederim” dedi. “Tarihimizi okumuş, bizi öğrenmişsiniz. Fakat şunu bilmenizi isterim ki biz emperyalist pençesine düşen bir kuş gibi yavaş yavaş aşağılık bir ölüme mahkum olmaktansa babalarımız oğulları olarak vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ediyoruz.” General ve arkadaşları sessizce ayağa kalktılar. -Biz de olsak böyle yapardık!
Sayfa 203 - Pozitif YayıneviKitabı okudu
1880'lerde gelen yerleşimcilerin çoğu Rusya'dan, özellikle de bugünkü Polonya topraklarından gelmiş olsa da, gerek bu insanların gerekse destekçilerinin inandığı ideoloji ve politik örgütlenme şeklini belirleyen kişi, bir Rus Yahudisi değil, bir Viyana Yahudisi olacaktı. Aynı zamanda avukat da olan gazeteci Theodor Herzl, 1896 yılında yayımlanan Yahudi Devleti isimli bir kitap kaleme almıştı. Herzl kitabında Yahudilere, Fransa veya Almanya gibi tek bir ulus devlet kurmaları çağrısında bulunuyordu. Devrin diğer Avrupalı sömürgecilerinin duygularını yankılar bir biçimde, kurulacak bu Yahudi devletinin aynı zamanda "medeniyetin ileri karakolu" olabileceğini ve "Asya"nın barbarlığı karşısında bir tür savunma gücü ortaya koyabileceğini iddia ediyordu.
Sayfa 18 - Say YayınlarıKitabı okudu
Reklam
General Pershing'in kurmay başkanı olan general Harbord Sivas'ta Mustafa Kemal'le görüşürken der ki; - Türk tarihini okudum. Ulusunuz büyük komutanlar yeeiştirmiş, büyük ordular hazırlamıştır. Bunları yapan bir ulus elbette bir uygarlık sahibi olmalıdır. Takdir ede­rim. Ama bugünkü duruma bakalım. Başta Almanya müttefikinizle dört yıl harp ettiniz, yenildiniz, dördünüz bir arada yapamadığınız şeyi, bu durumda tek başınıza yapmayı nasıl düşünebiliyorsunuz? Kişilerin intihar et­tikleri zaman zaman görülür. Bir ulusun intihar ettiği­ ni mi göreceğiz? Mustafa Kemal generale " teşekkür ederim dedi. Tarihi­mizi okumuş, bizi öğrenmişsiniz. Fakat, şunu bilmenizi isterdim ki biz emperyalist pençesine düşen bir kuş gibi yavaş yavaş aşağılık bir ölüme mahkum olmak­tansa babalarımızın oğulları olarak vuruşa vuruşa öl­meyi tercih ediyoruz." General ve arkadaşları sessizce ayağa kalktılar. - Bizde olsa böyle yapardık!
Geçen mayıs ayında yazmayı bıraktığım zaman ve şimdi 6 Şubat 199 1 arasında, koalisyon devletleriyle Irak arasında öngörülen savaş patlak verdi. lrak'ın üzerine şim­ diden, "İkinci Dünya Savaşı'nın tamamı boyunca Almanya'ya düşen bombalar"dan daha çok bomba düş­ müş olmasına (bugünkü Le Monde'dan) ve tanıkların Bağdat'ta patlamalar yüzünden çocukların sağır oldukla­ rını, sokaklarda sarhoş gibi yürüdüklerini anlatmalarına rağmen, propagandaya göre "temiz" bir savaş bu. İlan edi­ lip de gerçekleşmeyen olaylan, müttefıklerin kara operas­ yonunu, Saddam Hüseyin'in kimyasal silahlarını kullanmasını, Galeri Lafayette'e yapılacak bir saldırıyı bekliyo­ ruz sadece. Tutku zamanında olduğu gibi, gerçeği öğren­ mek için duyulan aynı kaygı, aynı istek ve - olanaksızlık. Benzerlik burada bitiyor. Artık ne düş ne hayal gücü var.
Sayfa 48 - Can Yayınları
İttihâdçı kararlarının sonuçları ;
Zira Osmanlı Devleti'nin tarafsız kalamayacağı bu savaşta Almanya'yı tercih etmesi bütün hesapları alt üst etmiştir. Savaşın uzaması , Çarlık Rusya'nın dağılması , Milli Mücadele' yi gerçekleştirecek komutanların ortaya çıkması ve Serv Belgesiyle dayatılan Anadolu'nun ortasında küçük Türkiye hesaplarının altüst olması ve bugünkü sınırlarıyla Türkiye'nin kurulması...
Sayfa 250 - Kronik yayınlarıKitabı okudu
Daha önce söz ettiğimiz gibi Latince natio -aynı anneden doğan birden çok yavru- Roma'da, Romalı yurttaşlardan olmayan, yabancı topluluklar için kullanılan aşağılayıcı bir sözcüktü. Roma'nın düşmesinden yüzlerce yıl sonra ortaçağın ilerleyen yıllarında, Batı Avrupa'da aslen Hristiyan kurumlar olan üniversiteler kuruldu. Bu
Sayfa 23 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
320 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.