Asya’nın bozkırlarında ordular düşüyor peşime Yığılıp kalmışım bu Anadolu toprağına Sitare Adam akıllı yorulmuşum Ellerin böyle olmamalıydı Ellerine acıyorum Ve kim bilir kaç zamandan beridir kalbimi öğütlüyorum Durup durup ıssız yerlerde “güçlü ol ey kalbim, güçlü ol Daha çok işimiz var” diyorum Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum
Kahrolayım sevmedim ülküden başkasını Bir de seni çok seviyorum.
Reklam
"Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum."
Durup durup ıssız yerlerde “güçlü ol ey kalbim, güçlü ol daha çok işimiz var” diyorum
Şimdiki zaman çekiminde bir mahkûma mektup
Sana bu mektubu bir gece yarısında yazıyorum Azatlığın zirvesinde sohbete dalmış yıldızlar Zühre bir şarkı tutturmuş Bâbil'den kalan Zavallı dünya habersiz, zavallı dünya sağır Bir Hârût'la Mârût,(*) bir de ben dinliyorum. Derken kayıp gidiyor yıldızlardan birisi Bir intikam fişeği gibi saplanıyor karanlığın karnına Senin namına yıldızları kıskanıyorım. Kim bilir kaç ışık yılı uzakta…
Bizce unutmak acıları yenmek demekti
Reklam
İçime doğmasan birden bire durup dururken Aklıma geldiğin yerde çarpmasın cin gibi Unutacağım vallahi unutacağım
Günün birinde bir umut düştü içimize Kendimizi şarkılarda, kitaplarda aradık
Bir sızı var yüreğimde bugün Ağlamak istiyorum
"..bu sebeple lisân eğitiminin umûmî bir politika olarak, cemiyetin her kesiminde gereği gibi ele alınması,her ferdin zengin bir lisân ile mücehhez kılınması şarttır."
Sayfa 108 - Panama yayıncılık mayıs 2017Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.