Slavlar, ızdırabı millileştirme eğilimindeydi. Dostoyevski'nin Lizaveta Prokovyevna'sı, Mişkin'i göstererek "Onun başucunda tam Rus işi ağlayabildim" diyordu. Rusların ızdırabı, sadece Rusya topraklarıyla sınırlı değildi. 1 9. yüzyılda siyasi sürgüne gönderilen Ruslar, semaver ve ikonalarının yanısıra ızdıraplarını da beraberlerinde götürmüştü. Kafelerde oturup sanki yapıcı bir programdaymış gibi içtenlikle halet-i ruhiyelerinden bahsediyorlardı. Bu insanlar, umutsuzluk ve iyimserliğin, büyük planların, beyhudeliğin ve küçük çekişmelerin tuhaf bir karışımıydı. Yıllar ilerledikçe anarşistler ve teröristler, ilk idealistlerin yerini aldı. Ancak onlar dahi zaman zaman yeni bomba geliştirme çabalarını bir kenara bırakır, çektikleri çilelerden konuşurlardı. İnsan, sadece bombalarla uğraşarak hayatta kalamazdı.