“Ne sıklıkta senden hoşlanmayan insanlarla tanışıyorsun?”
“Pek sık değil ama yine de arada sırada oluyor.” Nefesimi tut tum. “İlk tanıştığımızda, sen de benden pek hoşlanmamıştın .”
Bunu duyunca bana döndü. “Bunu konuşmamış mıydık? Amos’un arkamdan iş çevirmesine kızmıştım ve öfkemi senden çıkarmıştım.” Hafifçe öksürdü. “Bir de şu diğer konu var.”
Evet, ona annesini hatırlıyor olmam. Ondan bir daha söz etmemiştik ve tekrar söz edenedek aradan uzun zaman geçecekmiş gibi hissediyordum.
Pencereden dışarı baktım. “O da var ama yine de beni sevme yi istemedin.”
“Tamam. İstemedim,” dedi. Gülümseyerek değil ama sadece onun yüzünde görmeyi hayal edebileceğim en tatlı ifadeyle şöyle bir bana baktı. “Ama savaşı kaybettim.”